Yeni bölüme hoşgeldin. Nasılsın?
Günün nasıldı geçti? Okul, ev, iş nasıl gidiyor?
Eğer zor bir günü atlatıp, geldiysen hoşgeldin. Temennim bu bölümün sana ilaç gibi gelmesi.
Neyse daha fazla oyalamak yok!
Yıldızlarınızı parlatmayı unutmayın ✨
Bu bölüm geçmişte, Elzmen'in anlatımından devam ediyor. Bilginize:)
İyi okumalar dilerim:)
******
Çıkış zili çaldığında öğrenciler birbirlerini itire kaktıra çıkıyordu kapılardan. Bense müdürle konuşup, yarın nöbetim olduğumu öğrenmiştim.
Bahçeden tek tük bir kaç öğrenci kalmıştı. Bazılarını aileleri yolda gelirken gözüküyordu. Onlarda çıkınca bahçede öğretmenleriyle konuşan 4/E sınıfından bir kaç kişi vardı.
Ve de Bertuğ vardı. Bankta oturmuş, birini bekliyordu. Ailesinin neden gelmediğini bilmiyordum. Belki annesi hamileydi, bu yüzden gelemiyordu. Belki babasının iş çıkış saati uzamıştı. Bunlar basit nedenlerdi, belkide daha büyük daha ciddi bir sebep vardı.
Aynısını küçükken bende yaşamıştım. Annemin iş çıkış saati uzamıştı, ve ben okulun bahçesinde belki yarım saat belki de yarım saat'ten fazlada beklemiştim. Sağolsun o zamanki öğretmenim annem gelinceye kadar beklemişti. Hatta o zaman bana eğer annem gelmezse beni eve dâhi bırakabileceğini söylemişti.
Adımlarımı Bertuğ'ya yöneltim. Oturduğu banktan beni görünce ayağa kalktığında oturmasını elimle işaret etmiştim. Bende onun yanına banka oturmuştum.
Direkt konuya girmek yerine "Nasılsın Bertuğ?" diyerek konuya yavaş yavaş gelmeyi seçmiştim.
Yüzünde büyük bir gülümsemeyle, "İyiyim öğretmenim siz." demişti. Hâlâ şivesiz konuşması beni ciddi aldığı anlamına geliyordu. İstemsizce mutlu etmişti beni.
"İyiyim teşekkür ederim. Eve gidecektim sonra bahçede seni görünce yanına gelmek istedim."
"Kibarlığınız için teşekkür ederim hocam. Bende dayımı bekliyordum."
Kaşlarımı hafif çatıp, "Dayın hep böyle geç kalır mı?" diye sordum. Eğer öyleyse kendisine sağlam bir azar çekecektim.
"Hayır öğretmenim," dedi Bertuğ büyük bir sakinlikle. "Dayın eğer bir gün önce gelirse Trabzon'a, burada yarım saat boyunca bekler beni bahçede. Bugün gelecektide ondan geç kalmıştır, annemlere de sıkı sıkı tembih etti, beni almamaları konusunda."
"Dayın burada değil yani," dediğimde, "Evet değil öğretmenim." dedi Bertuğ gülümseyerek. "Kilis'te görev yapıyor. İzin zamanlarında bizim yanımıza geliyor."
"Rütbesi ne peki dayının?"
"Üsteğmen," dedi Bertuğ büyük bir heyecanla. "Ama bana dediki yakında, yüzbaşı olacağım, senide yüzbaşı yiğeni yapacağım dedi. Onun yüzbaşı olmasını sabırsızlıkla bekliyorum."
Büyük bir heyecanla anlattıklarını dinlerken, bir arabanın park etme sesini duymuştum. Kafamı okulun kapısına çevirdiğimde 4x4 bir arazi aracının kapının önünde park ettiğini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kırılmış Cânâ
ChickLitTrabzon'da ki bir ilkokula atandığı zaman hem hayatının aşkını bulacağını, hemde orada bir aileye sahip olacağını bilemezdi. Elzem Adıgüzel & Yaşar Efe Öztürk