6.Bölüm

1.5K 72 228
                                    

6.bölüm bu, heyecan var mı? Bende fazlasıyla var. Kitap kaç bölüm olur bilmiyorum ama yazması çok keyifli.

İnşallah okumasıda size keyifli olur.

Şarkı; Salih Yılmaz - Şelale

Dinlerken bazı kısımları Yaşar Efe'yi hatırlattığı için dinleminizi tavsiye ederim. Bakalım hatırlatan yerleri siz bulabilecek misiniz?

Yıldızlarınızı parlatmayı unutmayın ✨

İyi okumalar dilerim:)

*********

“Babaların açtığı yaralar kapanmaz. Ve insan en çok o yaradan darbe yer, sanki vuracak başka yarası yokmuş gibi.”

*********

Şimdiki Zaman

"Yüzüme bakar mısınız Öğretmen hanım?"

Bakamam Üsteğmen, bakarsam kendimi unuturum çünkü. Utanırım. Bakarsam yönümü şaşırırım. Gerçek kimliğimi unuturum.

Tam karşımda olan botları görünce kafamı kaldırmıştım. Üsteğmen Yaşar Efe benden uzun olduğu için onunla rahat bir iletişim için kafamı biraz daha kaldırmıştım. Boyunum acıyordu. Öğrencilik hayatımın bana bıraktığı acı hediyelerden biri.

Yüzümü acıyla buruşturdum. Tam o sırada Üsteğmen benden bir iki adım geriledi ve rahat rahat ona bakanileceğimi bir konuma gelmişti.

Neyden rahatsız olduğumu nasıl anladığını hâlâ anlamamıştım. Sanki hissediyor gibiydi, anlıyor gibiydi. Nasıl yapıyordu bilmiyordum ama kendimi ifade etmeden birinin beni anlaması çok hoşuma gidiyordu. Annem'e bile anlatamazdım çoğu zaman derdimi.

Hamile ve eşi tarafından terk edilmiş bir kadına daha fazla yük olmamak için sessiz olmayı öğrenmiştim. Susup annem'e yük olmamayı, aksine ona destek olmayı öğrenmiştim. Yaşımı yaşamayı değil, yaşımın ilerisinde davranmayı öğrenmiştim. Kimseye derdimi anlatamazdım, kimsede derdimi anlayamazdıda. Ustası olmuştum saklamanın, habersizce.

Üsteğmen'in bana iyi gelmesi korkmama neden olmuyor değildi. Kendimi bir rüyaya kaptırıyordum bir nevi, ve uyandığım zaman aynı acı, aynı hayal kırıklığı karşılayacaktı beni. Bunu bile bile, sanki Üsteğmen'in büyüsünün kucağına doğru gidiyor gibiydim.

Tehlikeli ve hayal kırıklığı doluydu. Ve ben bunu bilerek hâlâ onunla kalıyordum. Canıma susamış gibi.
Ruhuma susamış gibi.

"Yüzüme niye bakmıyorsunuz ki, Öğretmen hanım?" diyerek aramazdaki sessizliği bozmuştu Üsteğmen Yaşar Efe.

"Çekince," diyerek konuyu kapatmaya çalışmıştım. Bir yandan gök gürülüyordu. Yağmur yine geliyordu bu topraklara. Terk etmeksizin.

"Sizi korkutacak bir şey mi yaptım Öğretmen hanım? Bu yüzden mi çekinceniz?"

Kafamı salladım, iki tarafıma. "Hayır, özel bir durum değil Üsteğmen'im. Genel olarak böyleyim. Bunu zaten çok önceden fark etmiştiniz." Bakışlarım ona odaklıydı. "Öyle değil mi?" dedim emin olmak için.

Kırılmış CânâHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin