BÖLÜM 33

359 35 89
                                    

Uzun süre beklettiğim için uzun bişeyler yazmak istiyorum😍 ama kesin yazamicam
~•~•~••~~•~•~•~•~•~~~•~

Soobin annesi önceden haber vermeden bir anda çıkıp gelmekte olduğunu söyledi. Soobin gelmesi için uygun bir zaman olmadığından kendini yormana gerek yok benzeri cümleler kurarak çırpındı ama annesi şüphelenip Soobin'in yüzüne kapattı telefonu.

Gelip bir anda her şeyi öğrenmesindense birkaç bir şey ile başlamak olayı yatıştırabilir diye düşündü. Ancak ne kadar ararsa arasın annesi geri dönüş yapmadı. Mutfakta stres turları atarken Yeonjun canı bir şey çektiği için gelmişti.

"Yeonjun annem buraya geliyor."

Bu durum Yeonjun'u rahatsız etmemişti hatta kullakları sevinçten dikleşmişti. Daha ön çok az da olsa tanışabilmişlerdi ve anlaşmışlardı da.

"Niye kek mi piÅŸireceÄŸiz?"

"Hayır kek falan değil, Yeonjun hamile olduğunu unuttun mu?

"Aaa! Evet, doÄŸru ya~" dedi uzatarak

Soobin anlamış olduğuna sevinmek üzereydi Yeonjun tekrar konuşana kadar.

"Onun torunu olmuş oluyor kuru kuru açıklamalayım. Kutlamalıyız!" Kendince çok mantıklıydı ama Soobin elini alnına vurduğunda onun öyle düşünmediğini anladı.

"Umarım çocuğumuz zekasını senden almaz, sadece güzelliğin geçer ona."

Yeonjun zeka kısmını boşverip son söylediği için teşekkür ettiği sırada kapı çaldı. Kendisinin bakacağını söyleyerek yürümeye başlamadan önce bileğinden tutularak durduruldu.

"Yeonjun annemi kıçının ağrısından düzgün yürüyemezken karşılayamazsın. Sadece koltukta uzan, hastasın ve olanlar hakkında tek kelime bile etme lütfen. Düzgün bir dille kendin anlatacağım."

Soobin Yeonjun'u gelin pozisyonunda kucağına aldığında melez söylenen her şeyi unuttu ama hiçbir şey söylemeyecek olduğunu aklına olabildiği kadar kazıdı.

"Bana güvenebilirsin Soobin... Hyung! Soobin hyung."

Soobin gizlice Yeonjun'un tatlılığına gülümsedi. Numarası Yeonjun sıcak geçirdiğinden dolayı hala kızarmış ve ateşli olduğu için daha sağlamdı.

Melezi koltuğa bıraktıktan sonra koşarak kapıyı açtı. Annesi bir şeyler döndüğünden emin içeri girdi. Ev yerinde durduğunda göre 'sorun' evin içinde olmalıydı.

(Yeonjun'un içinde bir şeyler var ama sorun o değil anne hanım😔)

Yeonjun koşarak kendine sarılmadıysa Kai veya Beomgyu'nun evindedir diye düşünüyordu koltukta uzanan turuncu saçlıyı görene kadar. Sakin adımlarla oğlunu es geçti ve melezin yanında bitti. Koltuğa oturarak Yeonjun'un başını dizine çekti.

"Hasta mısın minik portakal?" elini alnına yasladı söylerken. Yeonjun sadece başını salladı. Tam olarak dinlenememişti ve gittikçe mayışıyordu. Kısacık zaman sonra uyumak üzereyken Bayan Choi'nin konuşması ile yarı kapalı gözleri açıldı.

"Soobin git kahve falan yap, dikilme başımızda gardiyan gibi."

Soobin bunu Yeonjun ile yalnız konuşabilmek adına yaptığını düşündü.

"Yeonjun sen de benimle gel."

Bayan konuşana kadar Yeonjun kalkmak üzereydi, nedenini bilmiyordu ama ortamın biraz gergin olduğunu anlayabiliyordu.

"Sen tek başına git o hasta." dedi hasta kelimesinin üstüne bastırırken.

Soobin aniden buz gibi soğudu. Annesi henüz anlamamış olmalıydı ama Yeonjun'un anlatması ihtimali de var. Annesinin sinirlenmemesi için mecbur mutfağa gitti. Dinlemeye çalışmadı bile çünkü içerde kıyamet bile kopsa mutfakta duyulmuyordu.

Hybrid | Yeonbin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin