elli bir

1.6K 91 10
                                    

Ölüm soğukluğu dedikleri şey en çok nerede hissediliyor?

Kimilerine ışık olan, umut olan hastaneler kimilerine sadece ölümü getiriyor. Bozdağ ailesi için ne olacağı belli değildi.

İki saat önce aldıkları haber hepsini bu hastane kolidoruna toplamıştı. Her şeyin bittiğini düşündükleri an gelen telefon umut çiçekleri ekmişti yüreklerine.

Leyla oturduğu koltukta kafasını yanında oturan kocasının omzuna yaslamıştı. Kocası yorgunluktan uyuduğunu düşünse de sadece acıdığı için gözlerini kapatmıştı.

Kemal bey tüm suçlunun kendisi olduğunu düşüyordu ve bir bakıma haklıydı da. Her şeye göğüs gerip, herkesle savaşmaya gücü yetiyordu ama bir türlü küçük kızını koruyamıyordu.

Üç erkek kardeşse ne kadar güçlü durmaya çalışsalarda yediremiyorlardı kardeş yerine koydukları adamdan bu darbeyi yemeyi.

Alparslan kolidorun sonuna kadar attığı adımlarını şimdi diğer yöne çevirdi. Hastaneye geldiğinden beri kolidorda git gel yapıyordu. Yerinde oturamıyordu, buradan gitmekte istemiyordu.

Riccardo Alparslan'ın omzuna elini koyup koltuğa çekiştirdi.

"Otur artık. Biraz sakinleş, bu şekilde hiç bir şey yapamayacağını biliyorsun."

"Böyle söylemek kolay Riccardo. İçeride canımın parçası yatıyor, onu bu hâle getirense en güvendiğim insanlardan birisiydi."

"Zor olduğunun bilincindeyim ama güçlü ve sakin olman gerek."

"Sinirimi bile çıkartamayacağım, adamı öldürmüşsün."

Riccardo tebessüm etti. Onun elinde can vermesi keyfini yerine getiriyordu.

Barlas Bozdağları aradığında sinyal üzerinden yerini tespit etmiş ve hızlıca yola koyulmuştu. Çok kısa sürede bir sürü adam ile beraber tespit edilen yere varmışlardı.

Arabadan indikleri gibi Barlas karşılarına çıkmıştı ve Riccardo bir an bile tereddüte düşmeden çıkardığı silah ile onu yaraladı.

Tanrı biliyordu ki o çocuğu hiç sevmemişti.

İçeri girdiğinde Akşın'ı o halde görünce sinirinin yanında endişesininde yükseldiğini hissetti. Sonrasının nasıl geliştiğini pek hatırlamıyordu.

Alparslan'ı arayıp bulduğuna haber vermişti ve Akşın'ı hastaneye bırakmıştı yanına da bir kaç adam bırakıp Barlas'ı götürdükleri yere gitmişti.

Sinirden dönmüş gözüyle ne yaptığını ciddi anlamda hatırlamıyordu tek hatırladığı şey her yerin çok fazla kan olmasıydı.

İşi bitincede üzerini temizleyip direkt hastaneye gelmişti ve hâlâ doktordan haber bekliyorlardı.

~3 saat önce~

Riccardo aldığı haberden sonra adamlarını ülkenin her yerini aramaları için görevlendirmişti.

Yanına aldığı bir kaç adamla birlikte kendiside aranmadık yer bırakmıyordu.

Çalan telefonu duyduğu gibi hemen eline aldı. Böyle bir anda yavaş hareket edemezdi.

"Dinliyorum."

"Efendim Bozdağlara gelen telefondan yer tespiti yapıldı."

"Gelen arama şüpheli bir arama mı?"

"Evet efendim, sorguladım."

"Konum at."

Telefonu kapattığı gibi gelen mesajı yanında bulunan güvendiği adama attı.

"Bu konuma adamları gönder. Bizde gidiyoruz."

"Tabi efendim."

Yaptıkları hızlı yolculuk depomsu bir yere gelince son buldu. 

Riccardo'nun sağ kolu daha oraya gitmeden adamların nasıl bir hizaya girmeleri gerektiğini ayarlamıştı.

Herkesin hareketleri hızlı ve sessizdi.  Riccardo ise en öndeydi.

Tam içeri girmek için adım attıkları an tek başına çıkan Barlas ile adamların hepsi ona silah çekti.

Riccardo karşısında panikleyen Barlas'ı görünce sırıtmaya başladı.

"Korkmakta haklısın, seni parçalara ayıracağım."

Barlas kapıda kendi adamları yerine diğerlerini görünce ne yapacağını şaşırmıştı. O ibneye güvenmemesi gerektiğini biliyordu.

"Sessiz kalma, Akşın nerede onu söyle."

Ne kadar onu ölüme gönderse de ölmesini istemiyordu. Bu yüzden beklemeden cevap verdi.

"İçeride, hızlı olun."

Barlas'ı bir kaç adam alırken bir kaç adam da Riccardo ile içeri girdi. Uzun bir kolidordan geçip aşağı inen merdivenleri kullandılar.

Merdivenlerin sonunda bulunan kapıdan içeri girdiği gibi şaşkınlıkla olduğu yerde bir iki saniye kaldı Riccardo.

Kendine geldiği gibi hızlıca cam fanusun yanına gitti.

"Çabuk su camları kırın! Hızlı!"

Adamlar aldıkları emir ile etrafta buldukları ile cami kırmaya çalıştılar. Bayağı uğraşsalarda sonunda kırmayı başardılar.

Riccardo Akşın'ı kucakladığı gibi arabaya gitti.

O anlardan sonra her şey hızlı gelişti. Akşın'a ne olduğunu anlamaya çalıştılar, ailesine haber verdiler, soluduğu gazdan zehirlendiğini öğrendiler.

Bozdağlar hastaneye girdiği gibi de Riccardo Barlas'ın yanına gitti.

Yapılan hiç bir şey cezasız kalmazdı ona göre. Kalmadı da, Barlas'ı pişman etti.

Ama bilmediği Barlas'ın zaten pişman olduğuydu. Ne kadar oyun oynadığını düşünse de Akşın onun ilk aşkıydı.

Bunu fark etmesi geç oldu. Kim bilebilirdiki küçükken parkta karşılaşıp salıncakta sallanmayı öğrettiği kızı ölüme sürükleyeceğini.

Ve bunlar olurken onu cidden seveceğini.

Barlas son nefeslerini verirken Akşın ise nefes alabilmek için çabalıyordu.






Akşın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin