Mira'dan
Aradan bir hafta süre geçmişti Demir ile aram iyidi.Burcu ile daha sık buluşuyorduk.Aynı zamanda arada sırada Anıl ile de görüşüyordum.Ama Demir'in haberi yoktu.Sorsa söylerdim yani arkadaşımla buluşucam deyince sormuyordu daha anlayışlıydı artık.İkimizde suçlu olduğundan barışmıştık.Birbirimize bir şey diyemezdik zaten.Şimdi ise kahaltımı yapmış televizyon izliyordum.Televizyondaki programlarda,dizilerde kendimi kayetmişken telefonun sesiyle irkildim.Tuş kilidini açarak gelen mesajı okumaya başladım.Anıl mesaj atmıştı."Kafamı dağıtmam lazım bana yardımcı olur musun prenses seni kafede bekliyor olacağım."Mesajı okuduktan sonra biraz tereddüt etsemde sonuçta o benim arkadaşımdı ve yardım etsem bir şey olmazdı değil mi?" Yarım saat sonra oradayım"diye mesaj attım.Telefonu masaya koyucakken Demir aradı ve ben de açtım.
-Mira.
-Efendim.
-Dışarı çıkmaya ne dersin?
-Ne zaman şimdi mi?,ama Anılla sözleştim şimdi bunu nasıl Aras'a söylicem.
-Evet alırım seni 15 dakikaya.
-Olmaz,diys bağırınca.
-Mira iyi misin?Yoksa başkasıyla mı işim var?Burcu ile mi gideceksiniz?
-Şey...evet yani Burcu ile sözleştik de ondan yani,dedim ama pek yalan söyleyemeyen bir insan olarak inanmadığını düşünmeye başladım:
-Tamam o zaman işiniz bitince mesaj at ben de seni almaya gelirim.
-Tamam,hoşçakal,diyerek telefonu kapattım.Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum.İlk defa Demir'e yalan söylemiştim.Umarım bunun sonucunda kavga etmeyiz.Neyse diyerek üzerimi giyindim.Üzerimde dar üzerime yapışan bir elbise vardı ve ona uyumlu ceket almıştım havalar yavaşçam ısınmaya başlamıştı.Okulun da sonlarına az kalmıştı zaten.Kafe buraya yakın olduğundan yürüyerek gitmeyi tercih ettim ve zaten 15 dakikaya da oradaydım.Kafenin kapısını açarak bedenimin içeri girmesine izin verdim.Gözlerim etrafı tararken Anıl'ın gözleri ile buluştuğunda gülümseyerek onun yanına ilerledim.Yanına vardığımda ayağa kalktı ve bana sarıldı.Sonra oturup konuşmaya başladık.Konuşmanın yarısında içecekleri sipariş etmiş ve yavaş yavaş bitirmeye başlamıştık.Aile içi problemlerinden bahsetti.Biraz sıkıntılıymış anlattığı kadarıyla.Konuşması sona erdiğinde ben konuşmaya başladım.
-Bence sen bunların üstesinden gelebilirsin güçlü bir kişiliğin var ve ben senin yanındayım,diyerek gülümsedim.O da elini elimin üzerine koydu ve okşamaya başladı.
-Sen gerçekten kaybetmek istemeyeceğim bir dostumsun.
Son sözleri söyledikten sonra ben de elimi rahatsız olduğum için çektim ve gülümsedim.
Demir'den
Evde Mira'nın beni aramasını bekliyordum.Aynı zamanda televizyon da izliyordum.Telefonun çalmasıyla hemen açtım.
-Mira?
-Benim Demir Aras.
-Sen miydin?
-Üzüldün galiba.Herneyse yanımda Burcu var ve bir şeyler yapalım diye tutturdu sen de Mira'yı arasana sizde gelin katılın bize.
Bu cümleden sonra televizyonu aniden kapattım ve koltukta dik bir şekilde oturdum.Kaslarım gerginleşirken aynı zmanda kaşlarım çatılmıştı.
-Mira Burcu'nun yanında değil mi?
-Ha.. hayır.Bu sabahtan beri benimleydi.Bir şey mi oldu?
-Hayır,dedim düz bir sesle.Aynı zamanda suratına kapattım.Burcu ile değilse neredeydi bu kız?Bana yalan mı söylemişti?Biraz düşündüm ama aklıma gidebileceği kimse gelmiyordu.Anıl??Ona gitmiş olamazsı dimi?İçime düşen kurtla yerimde rahatsızva kıpırdandım.Arabamın anahtarını aldım zaten üzerim giyinik olduğundan hızla onların kafesinin yolunu tuttum.Son sürat Gidiyordum birlikte olabilme ihtimalleri sinirimi bozsada henüz bir şey belli değildi sonuça.Ama Mira yapmazsı yani o kadar ucuz bir kız değildi ve sürtük de değildi.İki adamı birden idare etmezdi.Kafeye vardığımda içeri girmeden camdan onları aramaya başladım.Göremeyince arkamı dönücektim ki Mira'nin ellerini tutan Anıl'ı görünce dondum.Şaka değil mi??Mira ona gülümseyince çıldırdım diyebilirim?Yanılmıştım işte.O da Selin gibiydi.Hızla kapıyı açtım.Fazla gürültüden dolayı bana döndüler.Anıl şaşırmıştı ama Mira daha çok şaşkındı belli ki beni beklemiyodu.Hızla yanlarına vardığımda sinirle ve bağırarak konuşmaya başladım.
-Sen...Sen de Selin gibiymişsin.Ondan bir farkın yokmuş.
-De..demir ne saçmalıyorsun?
-Ben mi saçmalıyorum.Bunu bana iki erkeği birden idare eden bir sürtük mü söylüyor,dediğimde gözleri dolmuştu.
-Yanlış anladın,dedi bitik ve güçsüz çıkan sesiyle.
-Kes sesini ben anlayacağımı anladım.Sen basit bir kızmışsın.Seninle tanıştığım güne lanet olsun!!!Seninle çarpıştığım güne lanet olsun!!!Duydun mu beni sürtük???!!!!
İçimdeki nefreti kustuğumdan kafeden dışarı çıktım ama çıkmadan önce Anıl'ı bayıltana kadar yumruklamıştım.Mira....Benim değildi artık.Benim küçüğüm değildi...
Mira'dan
Bana dedikleri hafife alınır şeyler değildi.Sevgilimin bana sürtük demesi hazmedebileceğim bir şey değildi.Anıl'ın arkadaşları ona yardım etmişti ve bende koşarak eve gelmiştim.Hızla dolabıma doğru yürüdüm ve eşyalarımı toplamaya başladım.Buraya kadardı.Herşey bitmişti.Bana sürtük demişti.Beni de altına aldığı kızlar gibi basit görüyordu.Gözyaşlarımı silsemde anında tekrar buğulanıyordu gözlerim.Arabanın bagajına eşyalarımı yerleştirdim ve evin kapısını çekerek arabaya bindim.Yağmurlu havada İzmir'deki evimize gidiyodum daha çok yazın giderdik ama sanırım temelli oraya yerleşicem.Artık burada kalamazdım bana ağır geliyodu tüm bunlar arabada giderken içimden şu sözleri söyledim:
"Sevdiği kadar sevilmez insan,ağlama unut dibine kadar!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursamaz Ukala
Teen Fiction-Affettin mi beni? -Demir ben bilmiyorum yani olanlardan sonra- -Hepsini unutturucam sana. -Tamam. -Ne tamam? -Baştan başlayalım. Şaşırarak öylece baktı ve: -Seni seviyorum,dedi.Sandalyesinden kalktı ve beni de ayağa kaldırdı ve : -Adını ailen koyab...