46.Bölüm[2]

5.2K 268 25
                                    

Mira'dan

Sabah gözlerime vuran güneş ışığının beni rahatsız etmesiyle uyandm.Gözlerimi kırpıştırarak kendime gelmeye çalışırken birden gördüğüm rüyayı hatırladım.Ne kadar da saçmaydı Demir bana evlenme teklifi ediyordu gereksiz yere tartışıyorduk.Ayrıca onu uzun zamandır görmüyordum.Aramız çok kötü değildi ama çok iyi de değildi.Bu riya işi sadece onu özlemiş olmamdan kaynaklanıyordu.Evet onu özlüyordum.Onun bundan haberi yoktu belki hiç olmayacaktı ama bu benim elimde değildi.Seviyordum bir kere.Yavaş yavaş yataktan kalktıktan sonra lavobadaki işlerimi hallettim ve üzerime omzu açık bir üst altıma da koyu renk bir jean giydim.Oldukça tarz duruyorlardı.Üzerime değişik bir hırkayla kombin yapmıştım.Kahvaltıyı da hallettikten sonra her şey tamamdı.Sıra bugün ne yapacağımı bulmaktı.O geceden sonra Demir ile hiç görüşememiştik.Telefonumu elime aldığımda elim istemeden de olsa Demir'in numarasını tuşladı.Çalıyorr..

-Efendim Mira.

-Demir.

-Mira biraz acele eder misin gerçekten çok yoğunum şu an.

-Ben şey diyecektim.Uzun zamandır görüş-

-Mira kapatmam gerek çok yoğunum.

-Bir ara yanına uğrarım.

-Olabilir.

Telefondan kapandığına dair bir ses geldiğinde yavaş hareketle cebime attım.Canımı sıkmıştı bu durum.Sürekli yoğun çalışması normal miydi?Bir tarafım belki de başka şeylerle uğraşıyodur dese de ona inanmak istiyordum.Demir yapmazdı.Onun için en azından şimdilik başka kızlara bakmazdı.Yani ben öyle umuyordum.Hazırlanmamış boşa gitmesini istemediğimden Burcu'yu arayarak Demir'in il yerine yakın bir kafede buluşalım diye bir teklif sundum.O da evlilik sıkıntısını atlatmak için kabul etti.

Kafeye geldiğimde Burcu çoktan gelmişti.Ben de onun yanına oturdum.Baya kalabalıktı bugün.Özel bir gün mü diye düşünmeden edemedim.Ama bugünün hiçbir özelliği yoktu.Gözlerimle etrafı tararken kahverengi saçlar ilgimi çekti.DEMİR.Yanındaki sarışınla koyu bir muhabbet içerisindeydi.Düşünemediğimi hissettim.Öylece bakıyordum.Gerçekten bu samimiyetin işle bir ilgisi var mıydı.Daha Burcu ile konuşmadan Burcu nereye baktığımı anlamış ve surat ifadesi değişmişti.Hala onları izliyordum.Daha da şaşırtıcı olan şey ise Demir'in elini kadının suratında gezdirmesiydi.Midemin kaynadığını hissettim aynı zamanda gözlerim de yanmaya başlamıştı.Kesinlikle kendimi iyi hissetmiyordum.Kadın elini Demir'in elinin üzerine koyduğunda sandalyeden hızla kalktım.Yere düşen sandalye ilgiyi üzerime çekse de umursamadım.Çıkışa doğru hızla yürütken aynı zamanda Demir'in çoktan beni farkettiğini anlamıştım.Arkamdan seslendiğinde duymamazlıktan geldim.Onlar devam edebilirlerdi.Ben kimdim ki.Kolumdan birinin çekmesiyle sert bir şeye çarpmam bir oldu ve bu tabiki de Demir idi.Suratına bakmıyordum.

-Mira.

-Mira nolduğunu söyler misin?Ayrıca senin burada ne işin var?

-Ne işim mi var?Biz seni özleyelim sen de başka kadınlarla takıl.Ne diyim Demir??!!!

-Yalnış anladın.

sakinliği beni çıldırtmaya başlamıştı.Ben bir erkekle aynı yakınlığı yaşasam çocuğu yaşatmazdı.Orada gebertirdi.Ama o yapabilir.Çünkü o Demir.

-Her şey çok açık.

-Mira çocuk gibi davranıyodun.Açıklamama izin vermiyorsun.Her seferinde aynı şeyi yapıyorsun.Belki de bana güvenmiyorsun?Bu yüzden şüphe duyuyorsun.

-Bir şey demiyecek misin mira?

hala cevap vermediğimde

-Haklısın belki de biraz ara vermeliyiz,dediğinde kafamı hızla kaldırdım ve gözlerine baktım.Buğulu gözlrrim hafif kızarmıştı.Böyle bir şeyi ciddi anlamda beklemiyordum.Hiçbir şey demeden arkadını döndüğünde öylece kalmıştım.Ağzzımı açıp tek kelime edemedim.Ne demek ara vermek?Eğer böyle bir şey olursa aranızdaki tüm her şey biterdi.Başka kızlar hemen Demir'e giderlerdi bundan adım kadar eminim.Çünkü Demir gerçekten ilgi çekici ve oldukça yakışıklı biriydi.Ama benim aklım hala ara verme kısmında kalmıştı.Bitti mi yani??Gözlerimden akan yaşlar çiğseleyen yağmurla karışıyordu.Saçlarım ve üzerim ıslanmaya başlamıştı.Ben hala kıpırdayamıyordum.Burcu bzi yalnız bırakmak için çıktan gitmişti ama yaşnız olan bendim.Demir yoktu artık kimse geri çekilmeyecek ve ikimizde gururumuz yüzünden barışmayacak adım atmayacaktık.Sarsak hareketle arkamı döndüm ve eve yürümeye başladım.Hayatta hiçbir zaman her şey yolunda gitmiyordu.Aramıza her seferinde engeller giriyordu.Bu seferki fazla olmuştu.Kafam darmadağınıktı hir türlü kafamı toplayamıyordum.Başım hafif dönse de yürümeme engel değildi.Yapmur şiddetini arttırdığında ben de ağlıyordum.Ağlıyordum evet çünkü çıkmaza girmiştim.Aşık olup ona kalbimi vermiştim.Belki o da kendine göre haklıydı ama ara vermek ilişkiyi bitermekten farksızdı.Sanırım artık benden sıkılmıştı.Eve artık yaklaşmıştım.Ne çabuk yürümüştüm öyle.Sırılsıklam olduğumu varsaymazsak iyi gelmiştim.Kafamı toplamaya çalışıyordum ama zihnimde hep aynı cümle yankılanıyordu.Haklısın belkide biraz ara vermekiyiz. yle düşünürken tam sokağı dönüvektim ki ani bir fran sesiyle olduğum yerde kaldım.Bayılmadan önce tek duyduğum şey korna sesiydi.

Demir'den

Ara verelim demiştim ama gerçekten kafamı toplamaya ihtiyacım vardı.Sürekli tartışıyorduk ve buna birinin son vermesi gerekiyordu.Gereksiz kıskançlık yapıyordu.Tamam ben onun yerinde olsam ortalığı kasıp kavururdum ama ben olsaydı .Ayrıca onu orda öylece bırakmak hiç de içime sinmemişti.Acaba uzaktan bir kontrol etsem mi diye düşünsem de hala sinirim geçmemişti.Arabamın yanına giderek bindim ve evin yolunu tuttum.Kırmızı ışık yanmıştı aynı zamanda da telefonuma mesaj gelmişti.Ama nerden bilebilirdim ki bu mesajın hayatımı değiştirebileceğini????

Arkadaşlar bölümleri olabildiğince uzun yazmaya çalışıyorum ama lütfen kısa olmuş diye bana kızmayın.Gerçekten çok düşünüyorum yazmak için ve inanın kolay değil.Umarım bölümü beğenmişsinizdir.Gelecek bölümü gelen yorum ve oylara göre yazmayı düşünüyorum.Şimdiden hepinize teşekkür ediyorum.Seviliyorsunuz.   ;))

Umursamaz UkalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin