"Bu mektupta size ne yazacağımı inanın bilmiyorum. Sadece içimi dökmek istiyorum.
Ben henüz doğru düzgün bile konuşamadığım yaşlarda annemin 'Kızım bana yardım et!' sesini duydum.
Annemi dövüyolardı. Hemde gözlerimin önünde ama ben bir şey yapamıyordum. Neden, neden, neden...
Yemin ediyorum çırpındım, yardım etmek için çırpındım, o küçücük bedenimle seni kurtarmak istedim. O küçücük bedenimle seni korumak istedim...
Ama yapamadım... Beni tutan kollar vardı. Isırdım o kolları, önüme geçen bedenleri tekmeledim, bazılarına babamla gittiğim kahvede amcalardan duyduğum küfürleri ettim, bende çırpındım.
Benim için o zamanlar en acı şey bu olmuştu. Ben saf nefreti ilk o zaman hissetmiştim...
Acı ve nefret bir bütündü...
Şimdi düşünüyorumda, o gün beni tutan eller, şuan benim hayatımı mahveden eller. Bazı eller oluyor ki, o kadar fazla oluyor ki... Kendi gücünün kat kat fazlasını dahi harcasan bitmiyorlar. Öyle bir şey...
Her şey anbean aklımda anne... O akşam sadece kuzenimi uğurlamak istemem, döndüğümde seni bulamamam, babama söylemeye gitmem, babaannemin buna engel olup, altın rengi feneriyle kendi gitmesi, bir sürahi su, çığlık sesi, kavga sesi, amcamın 'Durun, yapmayın, günah.' diyen sesi, benim nolduğunu anlamak için fıldır fildır dönen gözlerim, seni zorla sürüyerek buraya getiren orospular, senin bana, henüz dört yaşında olan - belki de üç - kız çocuğuna yardım serzenişlerin, ıslak saçların, benim çırpınışlarım, zorla içeriye götürülüp, binbir uğraşla uyutulmam...
Hepsi aklımda ve unutamıyorum...
Ama unutmuş numarası yapmam lazım. Unuttum, hatırlamıyorum, yaşamadım öyle şeyler, noldu ki?
:)
Unuttum...
Bu evrende kim olduğumu unuttum... "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntiharın Mektupları
Historia Cortaİlk bölümde anlattığım eksik kalan duygular 22. Bölüme kadar betimleme ile anlatılıyor. Kurgu tamamen bana aittir,her ayrıntısı ile de hayal ürününden ibarettir. Gerçeklik ile hiç bir algısı yoktur. İyi okumalar dilerim!🍃