Siyahlı Adam

76 10 151
                                    

BANGCHAN
Adamın ailesinin evine doğru ilerlerken otopsi notlarını gözden geçiriyordum. İzlerin neredeyse hepsinin yapıldığı zaman, ölüm saatinden öncesine tekabül ediyordu. Derisi yüzülmüş parmakları, gözleri, cinsel organı, sökülmüş birkaç tane azı dişi,deşilmiş karnı... Ne kadar kan kaybedeceğini tahmin edebiliyordum ancak bu sırada hala yaşıyor olması şaşırtıcıydı, normal bir kan akışında ki o an korkusu ile beraber kalp atışının hızlanacağını varsayarsak çoktan ölmesi gerekirdi.

Kalbinin hemen üzerinde aorta denk gelen kısımda oluşan izler uzun süreli bir soğuğun etkisi ile ortaya çıkmış gözüküyordu. Kalbin sol tarafında birikmiş kan pıhtıları bulunuyordu, sağ kısmına da aynı zamanda sıcak uygulayarak ortaya çıkan dengesizliklerle kanın kapakcıkların arkasında göllenmesini sağlamış olmalıydı.

Bu durumlarda kan kaybı azalacak ve kişi daha uzun süre yaşayacaktı, acısı giderek artacaktı. Bir insan bunu hak edecek ne yapmış olabilirdiki... Düşüncelerimi telefonun titremesi durdurmuştu, kurbanın evine varmıştım; dün bedenin bulunmasından hemen sonra ailesine haber verilmişti.

Kapıya üç kez tıklatmamın hemen ardından bir adım geri çekilerek bekledim, yürüme sesleri gelirken derin bir nefes aldım; sağ elimde kimliğimi rahatça açabileceğim şekilde tuttum.

Aralanan kapıdan baktığımda kimseyi göremediğimde bakışlarımı aşağıya indirdim, küçük bir kız vardı. Eğilerek kimliğimi nazikçe gösterdim. "Annem evdeyse polis geldiğini söyler misin? Bir kaç bilgi almam lazım."

Hemen başını sallayarak içeriye koştu, 7 yaşlarında olmasına rağmen çok yıpranmış görünen bir çocuktu. Birkaç saniye sonra geri gelerek bana yolu gösterdiğinde girdiğim odada tamamiyle kasvetli bir hava vardı, bütün perdeler çekilmiş ve eşyalar etrafa saçılmıştı. Makdulun eşi pencere karşısındaki yatakta köşeye geçmiş, yorgana sarılı vaziyette duruyordu. Göz altındaki morluklar neredeyse burnuna kadar varıyor, yanağına süzülen yaşlar ve akan burnu ile beraber yanındaki peçete yığınına bir yenisini daha ekliyordu.

Kızı yatakta onun uzağında bir köşeye oturarak bana arkamdaki koltuğu gösterdi, oturarak söze başladım. "Tekrardan başınız sağ olsun, hissettiğiniz acıyı tahmin ediyorum fakat katili bulabilmek için yardımınıza ihtiyacım var."

"Yeterki bulunsun o pislik!" kadınbağırarak söylediğinde bakışlarımı kızına çevirdim. Annesine göre çok sakin görünüyordu ve yüzünde üzüntüye dair hiçbir iz yoktu.

"Şüphelendiğiniz birisi veya onun son zamanlarda sorunlu olduğ-" Hemen sözümü keserek cevap verdi. "Hayır! O çok iyi bir adamdı, herkes onu severdi ama bazıları..." gözlerini kızına çevirdi. "Beni ondan ayırmak için iftira atardı."

Kızı başını eğerek elini kendi boynunun yan kısmına koyarak okşamaya başlamıştı, o sırada arkaya giden saçlarından elinin altında az da olsa görülen morluğu farketmiştim. "Ne gibi iftiralar?"

"Neymiş efendim, kızım varken o adamla evlenemezmişim. Çocuğuma kötü gözler bakarmış, falan filan..." İşaret parmağını yüzünün önüne getirdikten sonra duvara doğru savururken sesini yeniden yükseltti. "Nankör hepsi!" Sesini alçaltması için işaret yapınca elini "neyse ne" der gibi bir şekilde salladı.

"Kızıma kendi kızı gibi davrandı, her gece odasına gider ona hikaye okurdu. O karanlıktan korkmasın diye bazen onun yanında bile yatardı ama hala adamı sapıklıkla suçluyorlar."

Bu sözlerle beraber gözleri dolmaya başlayan kız, yataktan kalkarak odadan dışarıya çıktı. Kadın eşinin yanında saf tutmuştu, tarafsız konuşamayacağı belli oluyordu. Bu şekilde bilgi alamazdım, sırtımı dikleştirdim. "Son zamanlarda kimlerle görüştüğünü biliyor musunuz?"

Suç ve Adalet /CHANMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin