HYUNJIN
"Aaaa! Canavar!"Gördüğüm bir çift gözle beraber kendimi hemen dışarıya atmıştım, acele ettiğimden ayaklarım birbirine dolanmış ve kapının önüne düşmüştüm.
Bu sırada Felix de korkmuş olacakki telefonu yere düşürmüştü ve dik dik bana bakıyordu.
"Meow~"
Sesin olduğu yere döndüğümde dolabın içerisinden dışarı adımlayan beyaz renkte kediyi gördüm, kuyruğunu sallayarak yatağın yanına geçerken bana keskin bir bakış atmıştı yeşil gözleri ile.
"O kedi miydi?" Bakışlarımı meleğime çevirdiğimde yüzündeki korkmuş ifadenin yerini öfke almaya başlamıştı.
Ayağa kalkarak gülümsemeye çalıştım. "Merhaba aşkıııım..."
"Sen eve nası-" Yataktan kalkmış yükselttiği sesi ile yanıma gelirken elinden tuttum ve onu kendi etrafında hızla döndürerek geri yatağına attım.
Kendine gelmesine fırsat vermeden hemen yandaki masanın sandalyesine ters şekilde oturarak başımı sırt yerindeki tahtaya yasladım. "Daha cevap vermeme fırsat veremeden ayrıldın, şimdi konuşalım ve aramızdaki sorunu çözelim."
...
CHANGBİN
"Bir gün gelecek, buluşucaz bir yerde
Bir kafede, veyahut sahilde
Bakacağım gözlerine, o güzel çillerine-"Hay çillisi batasıca Hyunjin, Jeongin'in çilleri var sanki.
Neyse oraya çillerine yerine gülüşüne derim, devamı nasılmış?
"O masum kalbinde, seninle bir ömüre
El ele gidelim iyi günde, kötü günde..."Haah güzel birde "Benimle var mısın evlenmeye..." desem tam tokat yerim, böyle yarım yarım olmaz.
"Gecem, gündüzüm sensin;
Kalbimdeki yer senin...
Aklımda fikrimde sen,
En güzel hislerimsin..."Aslında bu kısa ve öz ama sonrasında ona ne diyebilirim ki... Başta bunu söyleyip diğer kıtalara geçsem veya bunu hiç söylemesem... Offf! Keşke rahatça karar verebilsem...
"Uçsuz bucaksız çöllerde bir çiçeksin sen,
Arıyorum ancak nafile bulamıyorum.
Belki de yitip gitmiş hayallerimden birisin,
Varlığını her şeyden çok arzuluyorum..."Bunu söylersen nasıl olur acaba? Beğenir mi? Offf... Neyse bir de son yazdığı örneklere bakayım...
"Sen bana gözlerinde yıldız ışıltısı verdin,
Yaşamın asılı olan nefes almayı gösterdin.
'Mutluluk nedir?' ben nereden bileyim...
İşte bütün bunları bana öğreten sendin.Gülüşünde bulduğum nur bahçe,
Gözlerindeki o güzel renktir kahve...
Ben böyle bir sanat dahi görmedim,
En güzel resmi çizmiş tanrım sende..."Bu olabilir, şimdi yarına kadar bunu ezberlemesi kaldı. Sonra da Jeongin'e okurum, acaba beğenir mi? Umarım, Hyunjin'in yazdığını anlamaz...
Eve girdiğimde hızla ayakkabılarımı çıkartarak kapıyı kapatmak için arkamı dönmüştüm ki kollarını göğüs hizasında birleştirmiş bedeni gördüm.
"Aa... Jeongin uyuyamadın mı? Papatya çayı veya sakinleştirici müzik ister misin, ya da-"
Tek eliyle kapıyı sertçe kapatarak diğer elinin parmağını dudaklarına getirmiş ve susmamı işaret etmişti.Yanıma gelerek bileğimden tuttu ve peşinden sürüklemeye başladı. Yatak odasına girdiğimizde beni yatağına fırlatarak karşıma dikildi.
"Changbin ben artık bundan çok sıkıldım. Aynı evde yaşamamıza rağmen benden sürekli bir şeyler saklıyorsun, ya bana ne gizlediğini söyle ya da..." Dolabının yanında duran bavulu işaret etmişti. "Bundan sonra başka bir arkadaşımla beraber kalırım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suç ve Adalet /CHANMİN
FanficSon zamanlarda yükselişe geçmiş benzer cinayet vakalarını araştıran Bangchan ve kurban sayısını giderek arttıran Seungmin. Elindeki otopsi raporu ve yüzündeki gülümseme ile konuştu Bangchan. "Kendin hakkındakileri saklamakta bu denli başarısız oldu...