GÜNÜMÜZ:
BANGCHAN
O gün Jeongin gittikten sonra Hyunjin'le uzunca konuşmuştuk, aşırı tepki vermiştim. Sinirli de olsam kendime hakim olmam gerekirdi, sakince konuşabilirdim onunla ama yapmamıştım. Son cümlesini unutamıyordum sürekli zihnimde yankılanıyordu. 'Çevrendekilere söylediklerine pişman olduğunda çok geç olacak.'Hem haksız çıksın gereksiz yere kalbini kırmış olmıyım diyordum hem de katil o olmasın diye umuyordum. Ne yapacağımı ne düşüneceğimi ne istediğimi bile bilmiyordum, elimi alnıma dayamış kamera ve diş üzerindeki inceleme raporlarının çıkmasını bekliyordum.
"Bangchan bey?" Yavaşça başımı kaldırdım. "Evet, benim." Elindeki dosyayı bana uzattı. "Sonuçlar burada." Uzattığını almam ile uzaklaştı.
Derin bir nefes alarak çevirdim ilk kısmını, bilgileri gözden geçirdim; sonuçları inceledikten sonra geri kapatarak kendi etrafında sararak silindir şeklinde getirmiştim dosyayı. Sertçe birkaç defa başıma vurdum, ben tam bir aptaldım. Sadece kurbanın parmak izleri vardı, katil bunun için makdulun parmağındaki derileri çıkarmış olmalıydı, yaptığı sadece bana zaman kaybettirmek ve dikkati başka yöne çekmekti.
Duygularıma yenik düşerek saçma sapan davranmıştım. Jeongin'i, kardeşimi, geleceğini kurtaracağıma söz verdiğim çocuğu hayal kırıklığına uğratmıştım. Hemen ondan özür dilemeliydim, ne olursa olsun kendimi affettirmeliydim.
Olduğum yerden kalkarak bir hışımla kapıya doğru ilerlerken Jisung'un sesini duydum. "Chan! Dur!"
Adımlarımı yavaşlatarak arkamı döndüm. "Ne oldu?"
"Seninle görüşmek istiyor." dediğinde tek kaşımı kaldırdım. "Kim?"
Adını söylemek istemediği yüzünden anlaşılıyordu, kollarını birleştirerek gözdevirdi. "Bay musallat var ya o istiyor." dedi.
Kimi kastettiğini anlamıştım ancak bu isteğe anlam verememiştim. Gerçi onun işlediği cinayetler kıskançlık temelliydi ve bu cinayetlerde benzer olabilir miydi? Pek sanmıyordum ama yine de bilgi almam iyi olabilirdi.
"Görüşme odasında sadece ikimizin olacağı bir zaman belirle, o saatte görüşürüm onunla." diyerek ceketimi giydim ve hızla emniyetten ayrıldım.
Arabayı çatıştırdığımda daha park yerinden yeni çıkmıştımki birinin önüme atlaması ile son anda frene bastım. O ise sanki hiç tehlikeli bir şey yapmamış gibi aracın kaputuna iki elini sertçe vurmuştu, bırakarak ön koltuğa geldi ve oturarak kemerini taktı.
"Beni almadan mı gidiyordun, çok alındım." dedi gülerek.
"Keşke gidebileydim." Bakışlarımı üzerinde gezdirdim, iç dikiz aynasını kendi tarafına çevirerek saçını ve kıyafetinin yakasını düzeltmeye başladı.
Önüme dönerek aracı tekrar çalıştırdım ve kliniğe sürmeye başladım. "Hyunjin tahmin edeyim, derdin iş değil dimi?"
"Gelip sana yardım edicem hem..." Yan gözle ona baktığımda gözlerini kısmış kocaman sırıtıyordu. "Felix de tatilden bir gün erken gelmiş."
"Hmm..." dedim bakışlarımı üzerinden çekerken. "Karın ağrın belli oldu."
...
Jeongin'in odasının kapısı hafif aralıktı, yavaşça ittirdiğimde beni farketmemiş olacaklarki aynı şekilde duruyorlardı. Changbin bilgisayarının başında hafif kaşlarını çatmış bir şeyler yazıyordu, Jeongin ise onun arkasından iki omuzuna ellerini koymuştu. Kafasını onun başının yanına yaslamıştı, içimden onların keyfini bozmak geçmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suç ve Adalet /CHANMİN
FanfictionSon zamanlarda yükselişe geçmiş benzer cinayet vakalarını araştıran Bangchan ve kurban sayısını giderek arttıran Seungmin. Elindeki otopsi raporu ve yüzündeki gülümseme ile konuştu Bangchan. "Kendin hakkındakileri saklamakta bu denli başarısız oldu...