her gün, her dakika, her saniye '7

1.8K 73 13
                                    

Asi karşısında aniden beliren adama kızdı. Ne hakkı vardı ki şimdi? Onun karşısına çıkmaya bile hakkı yoktu. Gözleri camlardan malikaneye kaydı. Yaman Rüya'nın avucunu açmak için bir şeyler yapıyordu. Belli ki erkekler gelmişti. Yaman ve Cesur'a özlem dolu gözlerle baktıktan sonra Alaz'a aldırış etmeden yürümeye koyuldu.

Genç kız, Alaz'ın yanından geçecekken adamın eli kolundan tutup durdurmuştu. "Her gün", dedi adam gözlerini Asi'den çekmeyerek, "her dakika, her saniye seni aradım."

Asi öfkesine yenik düşüp gülmemeye çalıştı. Kendini gerçekten zorladı, ama bu durumda imkansızdı. Neden her şey bu kadar zordu? Neden çekip gitmesine izin vermiyordu? Eskiden olduğu gibi...

Dolmuş siyah gözlerini, Alaz'ın bir saniye bile yüzünden ayrılmayan gözlerine dikti. Adamın ela gözlerindeki özlem Asi'nin içini titretti, belki de soğuk yüzündendi. Soğuk yüzünden olmasını diledi aptal bir aldanış olduğunu bilerek. "Aradın öyle mi?" Sesinin kırgın çıkmamasını istedi ama başaramadı.

Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm."

Asi alt çenesini buruşturdu. "Ölmedin, Alaz, bak hayattasın." Sesi titriyordu.

Alaz'ın dudakları sağa kıvrılırken Asi'nin başı döndü. Stresten olduğunu var sayarak ayakta dikilmeye devam etti, inatla, asi bir kız gibi. "Bu yaşamak değil, Asi." Gözlerini kaldırıp kızın gözlerine hayranlıkla baktı.

"Ünlü yarış pilotu Alaz Soysalan mı bunu söylüyor?" Asi'nin dudakları alay edercesine kıvrıldı. Her şeyin hesabını sormak istedi Alaz'dan, her şeyin. "Magazinler senin hakkında bambaşka şeyler yazıyor oysa. Dünyanın en şanslı adamlarından biri olduğunu mesela." Alaz'ın hiçbir şey demeden hipnoz olmuş gibi Asi'nin gözlerine bakması genç kızın öfkesini körüklüyordu. "Gayet de yaşamışsın." Geceden daha siyah olan gözleri, Alaz'ın üzerini baştan sona inceledi. "Yaşıyorsun."

Alaz iç çektikten sonra kafasını sağa sola salladı. Kaşları yavaşça çatılırken gözlerindeki hayranlık bir nebze olsun azalmadı. "Bir adamın, dünyanın en şanslı adamlarından biriymiş gibi görünmesi, mutlu olacağı anlamına gelmiyor, Asi." Kız kolunu kurtarmak için çekse de çabası yersiz olmuştu. Alaz öylece dikilmiş kaya parçası gibiydi. Yerinden kıpırdamıyordu. "Bu defa olmaz", dedi fısıldayarak. "Bu defa seni bırakmam."

"Sen bırakmıyorsun zaten." Asi bakışlarını kaldırıp meydan okurcasına Alaz'a baktı. "Ben gidiyorum." Kaşları havalandı. "Söz verdiğim gibi."

"Gitmiyorsun, hayır." Alaz kafasını sağa sola sallıyordu. "İzin vermem."

Asi derin nefes aldıktan sonra kenara baktı. Sakinleşmeye çalışıyordu. Bu süreçte Alaz bir an bile gözlerini Asi'den çekmemişti. Öylece kenetlenmiş, kızı izliyordu. "Sen ve ben, bıraktığımız yere geri döndük, evet, Alaz." Alaz'ın gözlerine baktı. "Ama hiçbir şey eskisi gibi değil. Sen değiştin." Kaşları kalktı. "Ben değiştim."

Alaz kafasını azacık kaldırıp çenesini dikleştirdi. "Değiştim derken?" Asi göz devirdiğinde Alaz devam etti. "O an... yani o zamanlarda... çok kötüydüm, Asi. Sağlıklı düşünemiyor, sağlıklı karar veremiyordum. Ama şu an... şu an iyiyim."

Asi'nin kaşları yeniden havalandı. "Bu mazeret değil, Alaz, olmamalı." Kafasını sağa sola sallarken Alaz'ın hayran bakışları kızın yüzünde dolaşıyordu. "Her zaman seçeneklerimiz vardır. Ama yanlış olanları seçmekte senin üzerine yok." Kız kolunu tüm gücüyle kendine çekti. Alaz, Asi'nin canını daha fazla yakmamak için -sanki mümkünmüş gibi- elini çekmişti. "Benden uzak dur."

alev alev | asi & alazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin