kahraman değil aptal '1

2.9K 73 8
                                    

hikayeyi çiftimizin beş yıl sonra karşılaştıkları teoriler üzerinden yazdım, keyifli okumalar

her gün yeni bölümler yayınlayacağım

her gün yeni bölümler yayınlayacağım✧

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Sen ne düşünüyorsun, Asi?" Tolga kollarını havalandırarak heyecanla bir şeyler anlatıyordu. Genç adam yeni proje için oldukça heyecanlıydı. Öyle ki Türkiye'den İngiltere'ye ilk uçakla gelmiş, sabah sabah kendini Asi'nin evinde bulmuştu. Çizgi film karakterlerinden birini seslendirecekti Asi. Şarkı söyleyebildiği ve sesi uyumlu olduğu için seçmeleri kazanmıştı. Gerçi bu hep yaptığı bir şeydi, bu defa teklif Amerika'nın önde gelen şirketlerinden biri tarafından yapıldığından meblağı da fazlaydı ve bambaşka kapılar açacaktı.

Asi'nin bakışları camdan dışarı kaydı. Yüzüne azacık güneş çarptığı için gözlerini kıstı. Açıkcası Londra güneşi pek sevmezdi, yağmurların ve soğuk havanın şehriydi. Yine de ilkbahar ona kıyak geçmişe benziyordu. "Hava nasıl dersin? Asena'yla dolaşmaya çıkmalı mıyım?"

Tolga havadaki kollarını indirdi. Yüzündeki aptal gülümseme kalmaya devam ediyordu. Salaş dekore edilmiş apartman dairesinde bordo kanepeye oturup geniş cam kenarına yayılmış Asi'ye baktı. "Ne zaman bunu yapmayı bırakacaksın?"

Asi gözlerini yavaşça bahçeden kaldırıp Tolga'ya baktı. "Neyi?" Tolga yanıt vermediğinde, "Tam olarak neyi?" diye sormakla netlik talep etti.

Tolga derin nefes alıp gözlerini kapattı. "Bak." Gözlerini açıp Asi'nin yüzünü inceledi. "Sia adı altında saklanıp yüzünü ifşa etmeyerek bir şekilde ünlendi", dedi. Kafasını haraket ettirerek konuşuyordu. Şarkı söyleyebilse de sesinin tanınması korkusundan hep bundan kaçınıyordu genç kız. O yüzden dublaj ve çizgi film seslendirmelerini daha mantıklı buluyordu. Asi derin nefes alıp göz devirmemek için yanaklarının içini ısırdı. "Senin iyiliğin için söylüyorum, biliyorsun."

"Biliyorum." Elindeki telefonu camın yanındaki sehpaya bıraktı. Hoş, kanepe de pek uzakta değildi. Zaten beyaz, kahve karışımı duvarla kaplı apartman dairesi büyük değildi. Asi, kızı ile yalnız yaşadığı için büyük bir apartman veya ev kullanışlı değildi. "Ama sen de bilmelisin." Kafasını kaldırıp Tolga'ya baktı. "Şu an önceliğim Asena." Tolga'nın amacı ise Asi'ye ajanslardan gelen teklifleri kabul ettirip kızı müzik sektörüne sokmaktı. Çünkü onun benzersiz bir sesi vardı. Londra'ya gelir gelmez, Tolga'nın zoruyla konservatuar okumuştu zaten kız. Aslında eğitim süreci Asi için iyileşmek ve geçmişten kaçmanın yollarından biriydi. Yeni kişiler, yeni sorunlar eski acıları kısa süreliğine unutturuyordu.

"Hayatın boyunca hep önceliklerin farklı kişiler oldu." Tolga gözlerini azacık kıstı. "Elbette, kendi hayatın..." Gözlerini kocaman açıp ellerini salladı. "...karışmamam, ama-"

"O zaman karışma, Tolga." Asi kafasını hafifçe sağa eğdi. Üzerindeki uzun salaş elbisenin kollarını düzeltti. Bir bacağını kaldırıp altına koymuştu.

alev alev | asi & alazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin