alev alev | asi & alaz

kral ejderhaya dönüşürse '24

Alaz, Tolga'nın evinden çıkan Asi'yi izledi. Elindeki bavulu görünce kafasını hafif geriye yasladı. Tahmin ettiği şey başına gelmişti. "Şimdi", dedi annesine, arabadan inmeden önce.

Alaz araçtan inince onu fark eden Asi duraksadı. Alaz'ın caddeyi geçmesini bekledi. Alaz'ın peşinden Neslihan hızla geliyordu. İkili beraber Asi'nin önünde dikildiğinde Cenk de Asena ile evden çıkıyordu.

"Nereye?" diye sordu Alaz.

Asi Neslihan'a baktı. Neslihan gözlerini kırpıştırdıktan sonra oğluna baktı. "Bize?" Neslihan'ın yanıtından sonra Alaz çatık kaşlarla annesine baktı. "Tabii ki bize", dedi Neslihan oğluna açıklama yaparak. "Ben doktorum ya hani, oğlum." Ellerini hareket ettirerek anlatıyordu. "Asena'nın bizde, yalıda, benim yanımda kalmasını daha uygun bulduk."

Alaz gözlerini yavaşça kapatırken, "Bunu neden bana şimdi söylüyorsun?" diye sordu annesine kısık sesle.

Neslihan bakışlarını Asi'ye dikti. Bir şeyler düşünüyordu. Sonra Asi'nin bavuluna baktı. Daha sonra oğluna bakarak, "Ha sen şey sandın", dedi kısık sesle. Alaz, Asi'nin kızını da alıp onu yeniden terk edeceğini sanmıştı.

Asi, fısıldaşarak kavga yapan anne oğuldan gözlerini çekip Cenk'e baktı. "Sizi doğru dürüst tanıştırmadım, değil mi?" Cenk yanına geldiğinde Asi, Neslihan'a baktı. "Cenk, Londra'da üniversiteden arkadaşımdı. Bu sabah döndüğünü haber vermişti."

Neslihan genç adamla tanıştı. Cenk ressamdı ve ailesi de sanatla ilgileniyordu. Babasının iç mimar, annesinin ressam olduğunu, hatta dekorlarla alakalı bir markaları olduğunu öğrendi Alaz. Pek de aklında tutmadı gerçi. Sadece, sanat sepet işleri, diye düşündü kendi kafasında.

Asi, Alaz'ın kibrini fark edince kaşları havalandı. Neyse ki Cenk Neslihan'la konuşmaya dalmıştı ve bu saygısızlığa maruz kalmamıştı.

"Anne", dedi Alaz. Cenk'le konuşan Neslihan bağıran oğlunu fark edince irkilmişti. "Sen Asena'yı al." Sonunda Alaz en başından beri yapmak istediği şeyi yapmıştı.

Neslihan kafasını sallayıp Asena'yı kucağına alınca Alaz'ın keyfi yerine geldi. "Gidebiliriz artık", dedi Asi'ye bakarak.

Asi göz devirdikten sonra, "Ben geliyorum şimdi, gidin siz", demişti kaşları havalanırken.

Alaz gitmek istemese de Neslihan oğlunun bileğinden çekiştirdi. O sırada Asena yine ağlamaya başlamıştı. Kollarını uzatarak Cenk'e sarılmak istediğini kesin bir şekilde belirtti. Neslihan, "Hasta hani, o yüzden rahatsız herhalde", dediğinde Alaz bunu istemese de Asena'nın dileğine karşı koyamadı.

Asena yeniden Cenk'e sarıldığında Alaz bıkkın hâlde iç çekti. Asi, "Biz Cenk'le gelelim", dedi kızının saçını okşarken. "Hasta zaten fazla üzerine gitmeyelim." Gözlerini Asena'dan hiç çekmemişti.

Alaz, Asi'nin bu teklifini reddetme girişiminde bulunacakken oğlunu çok iyi tanıyan Neslihan önce davrandı. "Tamam, kızım, siz gidin. Biz de peşinizden geleceğiz."

Asi kafasını onaylar anlamda sallayıp bavulunu alarak Cenk'in arabasına doğru gitti. Cenk de Asi'nin peşinden gidiyordu. Alaz bu sahneyi çatık kaşlarla izlerken Neslihan gülümsemeye çalışıyordu. "Alaz, saçmalama, oğlum, sırası değil." Gülümsemeye devam ederken dudak altından konuşmayı da ihmal etmiyordu.