|Müphem|
Bütün renkler aynı hızda kirleniyordu, birinciliği Beyaz'a verdiler.
*Medya, Cihangir Çavuşoğlu
Model- Kenshi Even.5 Bölüm: Dengesiz.
❥
Özet:
Cihangir, arkasında ve arkamda bir yığın adam ile elleri ceplerinde beni izliyordu.
Kalbim parçalanmak ister gibi atmaya başladı. Ne kaçabileceğim bir yer vardı ne de uçabileceğim kanatlarım. Parmaklarımın ucundaki bıçağı bana doğru adımlayan adamın gözlerine baka baka boğazıma dayadım.
"Uzak dur! Keserim kendimi!"
Alayla dolan bakışlarına rağmen durdu. "Öyleyse kes kendini." üzerime adımlamaya devam etti. Bıçağı boğazıma hafiften batırmaya başlarken bunun bu denli acıyacağını bilmiyordum. Ellerim zangır zangır titriyorken bedenimin de pek farkı yoktu.
"Yaklaşma!" diye çığlık attım. Yavaş ama büyük adımları bana doğru geldikçe geriye kaçmak istiyordum ama arkamda kuşatılmıştı. "Gece, yapma şunu." diye dişlerinin arkasından konuştu. Gözlerim sulanırken geriledim. Arkamda adamları olmasına rağmen, beni tutabilirlerdi, ama başları yerdeydi, elleri birbirine kenetli...
"Öldürürüm kendimi diyorum, yaklaşma bana." sesim her gittikçe kısılmaktaydı. Adımları tam önümde durduğunda ellerini yine ceplerine koydu. Üzerime doğru eğilip, "Öldür kendini." dedi. Gözlerim genişledi ağlamaklı bir sesle, "Öldürürüm..."
Kısık bir fısıltıyla, "Ya burada öl, ya da evde olacaklardan." geriye sendelemek istesem de arkamdaki adamların gölgesi onlardan uzak durmam için yeterliydi. "Hadi, öldür kendini." dedi tükürürcesine.
Söylediklerinin hemen ardından tuttuğum bıçağı alıp yere attı ve ayağının altında sıkıştırdı. Bıçağı çekerken parmağı kesilmişti çünkü kanadığını görebiliyordum. Kısık sesle yüz kızartıcı küfürler ederken korkarak ona bakıyordum.
Parmağını ağzına koyup kanını emdikten sonra tükürmek yerine yutkundu ve başını kaldırıp korkunç bir şekilde gülümsedi. "Hadi gidelim." dedi elini uzatırken. Ela gözleri itinayla elini gösterirken tehdit altındaydım. Elini tutmayacağımı anladığında dişlerinin arkasından, "Gece, elimi tut." tane tane, üzerine basa basa söylediği kelimeleri kalbime, karnıma, gözlerime hançerler gibi saplandı.
Çünkü yapabileceğim başka bir şey yoktu.
Titreyen elimin parmaklarını onun ince parmakları arasına aldığımda bedenimi üşüme aldı pişman olup elimi çekmeye çalıştığımda parmaklarını sertçe parmakalarıma sardı.
Onun elleri, tıpkı benim ellerim gibi soğuktu. Beni arabasına doğru çekiştirirken Yıldırım'ın arabasına bakıyordum. Pislik adam, önce beni kurtarmış, sonra da beni kurdun ağzına geri itmişti.
Bedenimi arabanın arka koltuğuna zorla oturturken bir şey söylememe kalmadan kapıyı kapattı ve ön koltuğa oturdu. Motoru başlatıp yola girerken arada bana bakıyor, iç çekip çattığı kaşlarını daha da çatıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI (+18)
ChickLitBedenimi kendiyle birlikte duvara yasladı. "Seni yıllarca takip ettim, her gün, her hafta, her saniye..." gözlerime baktı. "Nefesim her zaman ensendeydi." sertçe yutkunduğumda dilini alt dudağımın üzerinde gezdirdi. "Sence de yeterince sabretmedi...