|Brooklyn Baby|
Bensiz de mutlu ol dedi. Yaşa ama nefes alma gibi.
20. Bölüm: Sarhoş.
❥
İlay.
"Birşey içmek ister misiniz?" diye sordum salondaki herkese hitaben. Kimse yanıt vermediğinde muhtemelen beni duymadıklarını düşündüm, belki de sesimi fazla kısık çıkartmıştım. Dalgınca bunu düşünürken birden Gece Hanım'ı duydum, "Bana su getirebilir misin?" hızlı adımlarla mutfağa gittiğimde dolaptan bardak çıkartarak tezgahın üzerine bıraktım.
"Nerede kaldın Peri," diye mırıldandım, yorulmuş ve sıkılmıştım, o geldiği gibi gidecektim. Bardağın içine suyu doldurup elime aldığım zaman kapı açıldı, arkama dönmeden sürahiyi yerine koyarken, "Nihayet geldin, 2 saat diye çıktın Peri." dediğimde arkama dönmüş ve onu görmüştüm.
Solmaz Çavuşoğlu.
Bardağı elimin arasında sıkıca kavrayıp gidecekken elimden alarak adanın üzerine bıraktı. "Bir isteğiniz mi var Solmaz Bey?" yüzüne dik dik bakarken üzerime doğru yavaşça eğildi, "Evet, seni istiyorum, verecek, hazırlayacak veya kabul edecek misin?" geriye adımlayarak farkedemeyeceği biçimde sertçe yutkundum, "Ben bir istek veya eşya değilim."
Kaşlarını çatarak bir adımla bana yaklaştı, "Kimse sana eşya falan demedi İlay, sâkin ol." parmaklarım avucumun içine doğru kıvrılırken kısa tırnaklarım yarım ay şeklinde iz bırakırken, "Ben gayet tabii sâkinim." dudağının bir köşesi kıvrıldı. "Şüphesiz." sağ tarafa doğru bir adım atarak bardağa uzanmıştım ki bunu engelledi. Dişlerimi sıkarak, "Senin sorunun ne?" diye sordum sertçe. Her iki kolumdan tutarak bedenimi çekip kabaca belimi adaya yasladığında, "Sorunum mu ne? Sence sorunu olan ben miyim?"
Sessiz kalarak sinirle ona bakmaya devam ettim, sorun tabii ki oydu! Tek istediğim işimi yapıp gitmek, sorunu olan ben miyim?
"Kaç ay oldu, salak bir ergen gibi etrafında dolaşıyorum ben senin." dişlerini sıkarak bağırmamaya özen gösterdi, her ne kadar sinirli olsa da ellerini kollarımdan çekerek gözlerime bakmaya devam etti. "Sen ise beni görmezden geliyorsun. Kaçıyorsun benden..." devam etmesine kalmadan daha üstün bir sesle, "Solmaz Bey," diye geveledim. "Size karşı birşey hissetmiyorum." içinden alevler taşan gözleri üzerine su dökülmüş gibi söndü.
"Yeniden bakın, ben, size karşı, hiçbirşey hissetmiyorum. Birşey hissetmediğim birinden kaçacak veya saklanacak değilim sadece işimi yapıyorum ve gidiyorum, eğer siz kardeşinizin evinde çalışan bir hizmetçide-"
"Sen hizmetçi falan değilsin İlay!" kaşlarımı çatarak onu önümden ittim. "İstediğinizle devam edin." kapı açıldığında Gece Hanım içeri girdi, ki girdiği gibi Solmaz çıktı. "Bir sorun mu var İlay, birşey mi oldu?" yüzüme gelen saç tutamlarını geriye ittim. "Sıkıntı yok," dedim yutkunarak. Gözlerimi kaçırarak, "Kusura bakmayın geciktim ama..." daha konuşurken, "Sorun değil." dedikten sonra bardağı alarak birkaç yudum içti. "Gece Hanım, işim kalmadı çıkacağım birşey lazım olursa Peri buralarda olacaktır." başımı salladım, "Tamamdır." önlüğümü çıkartarak tezgahın üzerine bıraktım, "İyi akşamlar." diyip hızla mutfaktan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI (+18)
ChickLit!! TAMAMLANDI !! Bedenimi kendiyle birlikte duvara yasladı. "Seni yıllarca takip ettim, her gün, her hafta, her saniye..." gözlerime baktı. "Nefesim her zaman ensendeydi." sertçe yutkunduğumda dilini alt dudağımın üzerinde gezdirdi. "Sence de ye...
