SAPLANTI (+18)

''10. BÖLÜM: ZEMHERİ.''

|Yalancı|

Sevginin yaşı, cinsiyeti ya da kuralları yoktur. Kadınca, erkekçe ya da çocukça diye ayıramazsın. O 'insanca'dır.

10. Bölüm: Zemheri.

❥

Özet:

Arkadan gülme sesi duyduğumda arabayı durdurdum. Hızlıca Gece'ye döndüğümde, "Benim kocam ördek değil." dedi ve yerinde hareketlendi. Önüme dönüp, "Ördek mi?" dedim kendi kendime.

*Gece.

Derin, âşık olduğum ve hiç bırakmak istemediğim uykumdan, bedenimin kaldırılmasıyla uyandım. Daha sonra sırtım yavaşça arabanın koltuğuna yaslandı ve kapılar kapandı, gözlerimi araladığımda hâlâ yolda olduğumuzu ve arka koltukta yatar pozisyonda olduğumu fark ettim.

Araba, sürekli sallandığı için tekrar uyuyamadım, ama bir anda, "Benim kocam ördek değil." dedim ve daha rahat bir pozisyon aradım. Cihangir'in şaşkın fısıltısı kulaklarımda çınladı, "Ördek mi?"

Sanırım, uyuyamayacaktım, boğazımdan gelen bir inlemeyle elimi alnıma attım ve gözlerimi sertçe yumdum. Daha sonra yavaşça gözlerimi açıp doğruldum. Galiba yeterince iyi; sahte uyanma performansı olmuştu. "Gece?" dedi keyifle aynadan bana bakarak. Başımı iki yana sallayarak, "Ne var?" dediğimde başını önüne eğip güldü ve tekrar bana baktı. "Yok birşey." dedi hâlâ eğlenen sesiyle. Oflayarak yola odaklandığımda öne doğru eğilip kısa tırnağımı boynuna batırdım.

"Yapma şu hareketleri." diye kızdığında dişlerini sıkmıştı. Masumca, "Neden ki?" kavşaktan dönerken, "Rahatsız, oluyorum." dedi sâkince. Boynuna bir fiske attım, hızlıca çekilip, "Gece!" diye bağırdığında kahkaha attım. Önüme düşen saçlarımı düzeltirken, "Komik mi?" diye sertçe sordu. Üzülmüş gibi yaparken, "Değil mi?" dedim titrettiğim sesimle. Eliyle gözlerini ovuşturup, "Komik!" diye tısladı.

O, ondan korktuğumu düşündüğü için mi öyle demişti? Gözlerimi büyükçe açıp içime derin, sesli bir nefes çektim. "Tekrar vurabilirim?" dedim sorarcasına. "Sakın!" yerime sinerken. Yola baktım, bir tane mağazanın vitrinindeki büyük ayıcığı gördüğümde hevesle, "Cihan!" diye bağırdım. Arabayı durdurup hızlıca bana döndüğünde telaşlıydı, "Ne oldu?" diye nefes nefese sordu. Parmağımı cama dokundurtup, "Bana ayı alır mısın?" şaşkınca, "Ha?" dediğinde parmağımı cama vurdum.

"Oyuncak," gözlerini kapatıp rahatça nefesini verdi, "Nereden çıktı ayı?" diye devrikçe sorduğunda omuzlarımı silktim, "O, orada bana bakıyor." dedim incelen sesimle. Yumruk yaptığı elini kapı çalar gibi birkaç kere alnına vurduğunda ona değişikçe baktım. "O orada duruyor ve oradan geçen herkese bakıyor," gözlerim parıldayarak vitrine bakarken sitemle, "Şu ayıya baktığın gibi kocana bakmadın!" diye sesini yükselttiğinde ona kıyasla sakince, "Alırsan, öyle bakarım."

"Alırsam beni öpecek misin?"

"Hayır, yapmam öyle şeyler,"

"Yanağımdan,"

"Alnından,"

"Dudaklarımdan,"

"Başından,"