|The remedy for broken heart|
Her mutlu ânın bir fotoğraf karesine hapsolduğunu, bir gün onlara ağlayarak bakıp kendini gülerken gördüğünde anlayacaksın.
Bana bakın, bu bölümü yazarken azıcık ağladığım için abim tarafından zorbalandım ve tiye alındım, bu yüzden modumu yükseltmek için iç karartıcı yorumlar yapacağınıza ve random atacağınıza komik yorumlar yapın biraz sırıtayım.
70 oyluk sınırımız var.
15. Bölüm: Gerçek Yüz.
❥
Özet;
Gerginliğim yeni sönmüştü ki arkamdan ömrümün en tanıdık sesi kulaklarımda çınladı. "Gece?" diye sordu inanmazca olduğum yerde kaskatı kesilirken içim titredi. Fısıldayarak, "Baba," dediğimde gözlerimden aynı anda yaşlar aktı.
Hızlıca arkama döndüğümde, "Hayır," dedim İlay'ın kafasına ve alnıma dokunduğumda kan olmuş ellerimli sallarken, "Be-ben birşey yapmadım, y-yaşıyor.."
"Tamam," dedi her zamanki gibi sâkin tavırlarıyla. "Buraya gel," diyip elini uzattığında geriye adımladım.
Geri adım atmam ile gözlerinde kırgınlık oluştu. Havadaki elini indirerek üzerime doğru küçük bir adım attı ki çığlık attım, "Gelme, ben birşey yapmadım!"
Onu itekleyerek yatağa düşürdüğümde elimde sıkıca tuttuğum cam yüzünden parmaklarımın iç taraflarının kesildiğini ve kanadığını hissetmiştim. Ellerimi şakaklarıma bastırdım, "Hayır, çıkın kafamdan.."
Acıyla ve korkuyla titrerken camın ucunu biraz daha bastırdım. Hıçkırdığında gözlerindeki yaşlar umurumda değildi.
Hayır, hayır sus... Sana yalvarıyorum sus!
"Cihan Bey!" diye boğazı yırtılırcasına haykırdığında çığlık atarak elimi havaya kaldım ve camı boğazına sapladım. Kanı üzerime, yüzüme sıçradığında camı bir kaç kere de soluk borusuna sapladım.
Herşey aklımda, kafamda yankılı, Zehra'nın yardım çığlığı, çaresiz çırpınışları...
Korkan gözlerle kanla desenler çizilmiş olan yatağa ve yatağın üzerindeki cesede bakarken gözlerimden durmaksızın yaşlar akıyordu.
Ellerimi kestiğimi, ama neden acımadığını sorgulamıştım, bilerek yapmadım, öfke beni kontrolü altına almıştı.
Ben kâtil olmuştum.
Bu acı gerçek ile sarsılarak ağlarken merdivenlere oturdum. Ellerimi yüzüme gömerek ağladım. Saçlarımı çekiştirdiğimde yere basan sert adımıyla başımı kaldırdım. "Gelme baba, dokunma bana." dediğimde temkinli bir şekilde yaklaştı.
"Sen benim kızımsın, Gece'msin. Neden gelmeyeyim?"
Hıçkırarak, "Kan kokarsın," dediğimde elim ağzıma gitti. "Senin Gece'n kâtil oldu." yanıma oturduğunda ondan oldukça uzaklaştım ama zaten merdivenin en kenarında oturuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI (+18)
ChickLitBedenimi kendiyle birlikte duvara yasladı. "Seni yıllarca takip ettim, her gün, her hafta, her saniye..." gözlerime baktı. "Nefesim her zaman ensendeydi." sertçe yutkunduğumda dilini alt dudağımın üzerinde gezdirdi. "Sence de yeterince sabretmedi...