''14. BÖLÜM: GÖLGE.''

974 59 61
                                    

|Kafamda Kentsel Dönüşümler|

Kalbimin ritmini duyuyor musun? Deli gibi atıyor...

14. Bölüm: Gölge.

Özet;

Kapıdan çıkarken, "Eğer bir piç kurusu seninle aynı masada durursa ve bakarsa onun kafasını masaya göm." dediğinde başımı salladım.

*
Gülümseyerek karşımdaki kadına başımı salladım. "Ay birde bana sen kimsin diye sormaz mı? Kafayı sıyırdım!" dedikten sonra abartılı bir şekilde güldü. Desibeli ayarsız kahkahaları asıl benim kafamı sıyırtacaktı.

Gözlerim sürekli arka masada konuşan Cihangir ile Turgay'a çarpıyordu. Turgay olur da Cihangir'e birşey söyler diye korkacak değilim, daha 15 yaşındayken yaşadığım birşey için üzülecek veya dert yakınacak değildim.  Cihangir'in bakışları beni bulduğunda bir anlığına gerildim ama belli etmemek için gülümsedim. O da bana karşı gülümsediğinde içimde strese dair birşey kalmadı, tamam Gece, sorun yokmuş işte.

Yanımdaki kadın kolumu dürttü, "Gece, beni dinliyor musun?" masadaki alkollü içecekten bir yudum daha aldım. "Hayır," dedim dürüstçe onu dinlemediğimi belli ederek. Yalan söylemeye gerek yok. Dudaklarını büzerek başını yere eğdi, "Belliydi zaten dinlemediğin, neyse." dedi kırgınlıkla.

Elimi omzuna koydum, "Beni takma olur mu? Dalmışım biraz."

Kırgınlığı muzip bir sırıtmaya dönüştü, "Kime daldığına dikkat et," dediğinde anlamayarak kaşlarımı çattım. "O ne demek?" heyecanlı bir sesle, "Kızım," dedi. "Karşıya bakıyorsun, iki tane adam var, biri Cihangir Çavuşoğlu, diğeri Turgay Karşan. İkisi de evli ve ikisi de karısını medyadan uzak tutuyor."

Turgay evli miymiş? Bu kadın ne diyor öyle, bu iki adamı da tanıyorum, biri beni kaçırıp benimle evlenen ruh hastası dengesiz kocam, diğeri geri geleceğini söyleyip yıllar sonra karşıma geçip abuk sabuk konuşan eski sevgilim. Vay canına, ben neymişim ama!?

"Neden?" diye sordum bardağı bir kere daha kafama dikip sevgili dengesiz kocamı keserken. Ne yakışıklı ama... "Turgay'ı bilemem, ama Cihangir sevgililerinden herhangi birini ne zaman medyaya soksa ayrılıyorlar."

Kaşlarımı çatarak, "Özür dilerim, ne? Sevgilileri mi?" Buket, şaşkınca gözlerini açtı, "Bunlar bildiğini sanmıştım, aynı anda geldiniz, sizi kuzen ya da arkadaş sanmıştım." umarım seni öldürmemi gerektirecek bir halt etmemişsindir Cihangir. "Hayır, değiliz. Aah, sevgililerinden bahsediyordun değil mi?" başını sallayıp kokteylinden bir yudum aldı.

"Evet, inan ki sayamayacağım kadar olmuştur, tabii bunları fazla dile getirmeyeceğim çünkü onlar flört, muhtemelen ailesiyle bile tanıştırmamıştır." beni ailesi ile tanıştırdığı günü hatırladım, gerçekten korkunçtu.

"Hmm," diye mırıldandığımda göz ucuyla en köşede duran ve etraftaki herkese ezikmiş gibi bakan sarı saçlı siyah giysili kadını gösterdi, "Onu görüyor musun? İşbirliği için onunla evlenmek üzereydi, bunu istemediği kesindi, belki de bu yüzden Cihangir Çavuşoğlu, soy ismini devam ettirmek için biriyle evlendi, kim bilir?" diye geveledi omuz silkerek.

SAPLANTI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin