''8. BÖLÜM: GECEMİN İÇİNE GİR.''

2K 101 31
                                    

|Vazgeç artık ruyalarımdan |

Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler, ağzına dolar insanın; sussan acıtır, konuşsan kanatır.

8. Bölüm: Gecemin içine gir.

Özet:

Çenemden tuttuğunda ne yapacağını anlamıştım, çekilmeye çalıştığımda dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Birkaç saniye sonra çekilip, "İşte bu yüzden dudak boyası." dedi ve çeneme kadar bulaşmış olan glossu silmeye başladı.

"Sen bir pisliksin!" diye bağırdığımda başını salladı ve çıkardığı mendil ile dudağımı silmeye devam etti, "Öyle diyorlar," çekildiğimde izin vermeyerek kollarımdan tuttu. "Gecikiyoruz Gece, olmaz. Sevmem gecikmeleri, rahat dur." glossun kapağını açtı ve dudağıma sürdü, sürerken de kendi dudaklarını büzdü ve birbirine bastırdı. Masadan kalktığında sinirle ona bakıyordum, "Senden, nefret ediyorum!" diye tiz bir sesle bağırdığımda başını salladı. Sırıtarak, "Bende seni çok seviyorum karım." ekledi, "Sen mi peşimden gelirsin yoksa seni sırtıma mı atayım?" diye tehditvâri bir sesle sordu.

Salak şey!

Birileri bu pislik adama beni her istediğinde öpemeyeceğini söylemek, bunu onun aklına kazıtmak zorunda, bu resmen taciz!

Peşineden yürümeye başlarken, boğazımı temizledim, "Ne oldu?" kendimi gösterdim, "Ayakkabı?" diye sordum çünkü ayaklarım çıplaktı. Aynanın altındaki kutuyu gösterdi. Kutuya ilerlerken, "Kocan onu da düşündü." diye övündü. Kapağını açtım, elbisenin rengine benzer, kalın ve uzun topukluları olan bir topuklu ayakkabı. Başımı iki yana salladım, "Ben bunları giymem, bileklerim ağrıyacak." dedim ters bir sesle, her kafasına estiğinde beni öpen sapığa.

Bu gece kaçacaktım, fırsatını bulup kaçacaktım, evet. Belki bu aklıselim bir düşünce değildi ama gördüğüm bir rüyaydı, onlar sadece düşüncelerimdi, bunlar yaşanmayabilirdi. "Neyse ya," dedim saçlarımı karıştırarak. "İdare ederim." dedim hızlıca ayakkabıyı giyerken. Bu ayakkabı sayesinde boyum artık çenesine gelmiyordu, tam olarak eşit boydaydık. Merdivenlerden inerken, uyarılarını saymaya başladı, "Unutma ki bu gece sen bir Çavuşoğlu'sun ve benim yanımda duruyorsun." diğer merdivenleri inmeye başladık, yüzümü buruşturarak, "Aman, ne Çavuşoğlu." diye konuştuğumda kapının yanındaki askıya asılmış olan paltoyu çıkarıp bana uzattı, kendi paltosunu giyerken yavaşça kollarımı geçirdim. "Her zaman dik durmalısın, alkol almak yok, oradaki herhangi bir şeyin tadına da bakma, güvenli olmayabilir."

Kapıdan çıkarken gözlerimi devirdim, "Devam et." dedim bıkkınca. Boğazını temizledi ve ciddi ciddi devam etti konuşmaya, "Gülümse, ama sadece bana. Herhangi biri sana bakarsa bana söyle," sustu ve düşündü daha sonra dilini damağına vurup, "Ya da herhangi biri seninle aynı yolda yürüdüğünde bana söyle." kapısı açılan arabaya binerken, o da sürücü koltuğuna geçti. Motoru çalıştırırken, "Bu herhangi biri kalıbının cinsiyeti tam olarak nedir?" diye sorduğumda basitçe başını salladı. "Erkek tabii ki."

"Senin cinsiyetin ne?"

"Erkek tabii ki."

"Benim karakterim nasıl?"

SAPLANTI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin