''16. BÖLÜM: İTİRAF.''

901 59 53
                                    

|Ah canım sevgilim|

Biri kulağıma mı fısıldadı? Ben yanlış duyuyorum.

16. Bölüm: İtiraf.

Özet;

Aferin salak Gece! Tek şansını da kaçırdın!

Kocam...

*

Nereden bakılacak olursa olsun, odamda babama karşı yaptığım protestonun 40. Dakikasındaydım. Hadi ama, bana yapılan bu şey haksızlık!

Dayanamayarak odadan çıktım ve mutfağa geçtim, bu küçük mutfak daha 15 yaşındayken babama mavi olsun diye yalvardığım duvar kâğıtlarıyla doluydu. Küçük ahşap masasında her zaman anneme hitaben bir vazo çiçek olurdu, çoğu zaman papatya veya turuncu güllerdi. Turuncu gülleri çözmüş olamasam da, babam bir keresinde, papatyalar öldükten sonra çok güzel kokarlar Gece, annen öldü, heryer onun güzel kokusuna hasret. demişti.

Makinenin dibinde kalan kahveyi babamın fincanına doldurarak masaya oturdum. Bir yudum aldığım kahve boğazımı yakarken bunu içebilecek olan tek kişinin Su olduğunun farkına vardım.

"O benim kupam mı?" başımı salladım, "Evet öyle, bu da sana karşı bir protesto."

"Ne protestosu kızım?" kupayı masadan ileri ittim. "Kocama gitmeme izin vermeme protestosu." ifadesi yine sert bir hâl aldı, "Gelsin istesin. Sıkıyorsa alsın." ofladım.

Çözüm beklemek saçmaydı zaten, "Niye öyle sertsin ona?" diye sorduğumda yanımdaki sandalyeye oturdu. "Seni aylarca her yerde aradık, Gece, öldüğünü bile düşündüm!" aklım geçmişe kaçtı, "Baba, zaten ölecektim," dediğimde başta alay ettiğimi sandı ama daha sonra ciddi olduğumu anlayarak, "Ne?" diye sordu.

"Çıktığım gece, eğer Cihangir gelmemiş olsaydı orada rasladığım iki adamdan biri beni kesin öldürecekti." gözlerim yaşardığında, "Gece..." diyerek başımı göğsüne yasladı. "Hem hayatımı kurtardı, hem de bir kesimini mahvetti."

Saçlarımı okşarken, "Mahvettiği kesimi göz önünde bulundurduğunda.., onu seviyor musun?" babamın beline sardığım kolum işlevini yitirecek gibi oldu.

Başımı salladım, "Seviyorum." diye artık herşeyi kabul ettiğimde babam bundan memnun olmadı.

Aylar sonra bunu kendime yedirebildiğimde kalbim hızlıca atıyor duruyordu.

"Benden daha çok kimseyi sevme," başımı kaldırıp, "Çocuğumu?" başını sallayarak güldü, "Onu sevebilirsin." diye izin verdiğinde güldü, kıkırdayarak bedenine sıkıca sarıldım.

Ah harika, aşk itirafı Ahmet Soykan'a ulaştı. Peki ya Cihangir Çavuşoğlu'na?

*

SAPLANTI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin