|Ya Bu İşler Ne|
İnsanoğlu, amacına doğru ilerlemeyi sever, fakat amacını elde etmeyi değil.
*
23. Bölüm; Nutuk.
❥
Özet;
"Seni çok seviyorum... Seni, sizi çok seviyorum." eli karnıma sarıldı.
O ân yorgunluktan söyleyemedim, bende onu çok seviyordum.
*
6 ay geçmişti... Yaşadığımız herşeyin üzerinden 6 ay.
Dile kolay gelir zaten, başımı eğip iyice büyümüş olan karnıma baktım, şişmanlamış formuma, üzerime giydiğim bol yazlık elbiseye ve hâlâ yatakta uyumakta olan Cihangir'e. 8 aylık bebeğim, kendini belli etmek ister gibi karnıma baskı yapıyordu, elimi karnıma koydum. "Cihan," diye mırıldandım, gözlerini sıkı sıkıya kapattı, uyanmamak için bir nedeni yoktu, yani..., herhalde.
Yatağa oturdum, elini tutup karnıma koydum, karnımdaki küçük hareketlenmeleri hissettiği gibi doğruldu. Gözleri hâlâ kapalıyken başını karnıma bastırdı. "Güzel kızımın gelmesine 3 hafta kaldı, benim Dolunay'ımın." gülümsedim, işler, Cihangir'in beklediği gibi gelişmişti, bir kız çocuğu, laf arasında, adı benimkine yakın olsun diye bir ânda Dolunay demişti Cihangir. İyi ya, öyle olsun. "Aşk olsun kocam," diye homurdandım, "İki saattir uyan diye yapmadığım kalmadı," başını kaldırdı ve omzuma yasladı, boştaki eliyle yüzümü avuçladı, "Güzel karım, ben zaten uyanıktım," yanağımı sertçe öptü.
"Yalancı," kollarını belime doladı, tabii; her ne kadar bel denilebiliyorsa. Her ne kadar duygu ve hislerimi tavan yaşıyor olsam da, olabildiğince kendimi tutmak için çabalıyordum çünkü patlayacağım tek kişi Cihangir'di ve onun tek çabası bana daha iyi bakmaktı, bu yüzden böyle yapmaya hakkım yoktu. "Ne yalanı Gece'm, uyanıktım işte," sıkıca sarıldı, gözlerimi kapatıp ellerimle kolunu tuttum, "Nasıl bir bağımlılıksın sen Çavuşoğlu?" başımı çevirip dudağını öptüm.
Mırıldandı, "Demek bağımlılığım ha? Uyuşturucu olmaktan şikâyetçi değilim güzelim." parmaklarım kumral saç tutamlarında dolaştı, "Cihan, kelleşiyor musun sen?" kaşlarım çatık hâlde parmaklarım şakaklarının birkaç parmak üzerindeki dökülmüş saçlarında dolaşıyordu.
Eli kalktı, dokunduğum yerlere dokundu, sonra bileğimden tutarak elimi çekti ve dudaklarını avucumun içine bastırdı, "Güzelim benim," öpücüğünü eşitlermiş gibi diğer avucumu da öptü. "Tabii ki dökülür saçlarım, yaşlıyım ben." elimi çenesine koydum, "Yaşlısın, ama sadece ben öyle diyebilirim sana, sen bile kendine öyle diyemezsin sus." dudakları alnımı buldu, sıcak dudakları ısısını aratacak şekilde alnımdan ayrıldıktan sonra başımı kaldırdım.
"Uyandığına göre, kalk artık. Aziz Beye kahvaltı sözü vermiştin ve, adam aşağıda seni bekliyor Cihan." göz kapakları ela gözlerini örterken başını yatak başlığına bastırdı. "Beni mi, bizi mi?" başımı omzuna yasladım, "Ben zaten seni çağırmak için kısa süreli geldiğimden, daha çok seni." kıkırdadığında başım omzunda olduğu için hareketlendi. "Kısa süreli geldiğine emin miyiz?" hareketlendim, "Tabii ki, şimdi gidiyorum ve sen de ardımdan geleceksin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI (+18)
ChickLit!! TAMAMLANDI !! Bedenimi kendiyle birlikte duvara yasladı. "Seni yıllarca takip ettim, her gün, her hafta, her saniye..." gözlerime baktı. "Nefesim her zaman ensendeydi." sertçe yutkunduğumda dilini alt dudağımın üzerinde gezdirdi. "Sence de ye...
