"7. BÖLÜM: MUTSUZ SON."

1.9K 88 46
                                    

|Dursun Zaman|

Kendimi bir hayalet gibi hissediyorum, tüm mutlu hayatların olduğu yerde perde arkasında görünmez bir şekilde yaşıyorum.

*Medya- Yıldırım Erel
Model- Michael Yerger

*Bu bölümde de Yalancı Bahar dinleyebilirsiniz-

7. Bölüm: Mutsuz son.

Özet:

"Adın Gece, karanlığı taşıyorsun. Karanlığa âşıksın, beni de sev be kızım." dedi sitemle. "Ben de karanlığım..."

Yine sessiz kaldım söylediklerine, sadece ânın tadına varmak istedim ama içimde ukte kalmasını istemedim, başımı yavaşça havadan çekerken ıslanmış ve kabarmış saçlarımın ne kadar berbat göründüğünü umursamadım bile.

Biraz tereddüt etsem de elimi kalbinin üzerine koydum, bedeni kasılırken tepemizden bir şimşek çaktı heryer aydınlanırken bedenim korkudan titredi, bunu fark etmiş ve sanki ‘Korkma.’ der gibi belimi sıkmıştı.

Başımı iki yana salladım, "Sen karanlık değilsin." gözlerimi başka yöne çevirdim, rüzgar daha fazla şiddetlenmişti, resmen fırtına kopuyordu ve bizim hissettiğimiz tek şey şuan üzerimize çiseleyen yağmurdu. "Bende karanlığa ait değilim." gözlerim dolarken omuzlarımı silktim. "Ben karanlıktan korkarım ki?" söylediğim şeye, yere oturarak saatlerce hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdim. Ama gözlerimden sadece bir damla yaş düştü.

"Ben seni sevemem..." bir şimşek daha çaktı, yağmur aniden şiddetlendi. Gözleri bana odaklı kaldı, çakan şimşek, gök gürültüleri, yağmurun ve rüzgarın uyumu. Hepsi aynı anda çaldı, kalbim zedelenmişti sanki; hissetmemem gereken bir üzgünlük değil miydi bu?

"Kaçmayacağım," dedim düşüncelerini kabullenerek, "Ama sen bir gün beni kendin bırakacaksın, çünkü pişman olacaksın, ve o ân anlayacaksın sen; Gece Soykan'ın hayatını çalıp Gece Çavuşoğlu'nun hayatını yaşatmaya çalıştın." burnumu çektim. Yağan yağmur ilk kez beni bu denli rahatsız etmişti.

"Ama Gece Soykan, Gece Çavuşoğlu olduktan sonra zaten ölmüştü."

Bir şey söylemedi, bir şey söylemek için tepkide bulumadı sadece belimdeki eli düştü. Adımları gerilerken kolumu ona uzattım. "Hadi çekiştir bedenimi, götür o cinayet mahalline, o yatakta yatayım ve yaralarımı sar."

Ben istemiyorum, neden yaşlar akıyor gözlerimden!

Tek eliyle yüzümün sol tarafını avuçladı, bedenimi kendine çekti ve yüzünü yüzüme yanaştırdı, dudaklarını önce alnıma bastırdı. Saniyelerce bekletti dudaklarını alnımda, bilemiyorum ama sonra eğildi ve dudaklarını soluk boruma bastırdı. Nefesim kesilirken tek bir eylemde bile bulunamıyordum. "Bir gün," dedi düşünceli bir sesle. Başını kaldırdı ve yüzünü yüzüme yanaştırdı, öyle ki konuşursa dudakları dudaklarıma temas edecekti. "Senden birşey isteyeceğim," dedi ama bu önceki cümlesinden ayrı bir söylemdi.

SAPLANTI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin