Park'a giderek ağacın altına oturdum, annemin arkadaşları gelmişti ve dır dırlarını çekemezdim.
Elimde olan bozukluğu havaya atıp dondurdum, sonra bırakarak yakalayıp yine aynı şeyi yaptım, etrafa bakarken babamı yanında koli ile gördüm, kutu havada durmuş onun ile birlikte ilerliyordu.
Kallarak yanına gittim.
"Baba"
Durdu ve bana baktı, gülerek kollarını açtı, hemen sarıldım, saçlarımı öptü.
"Oğlum, nasılsın?"
"İyiyim baba, dolaşmaya çıktım, bu ne?"
Kutuyu gösterdiğimde güldü.
"Kitaplık için eşyalar, yeni bir kitaplığa ihtiyacım var"
"Yardım etmemi ister misin?"
"Olur, hadi gidelim"
Gülerek eve doğru gittik, içeri girdiğimizde çantamı kenarı koyup odaya girdim.
Babam kutuyu açarak içindekileri çıkardı, bir odasını kütüphane için ayırmıştı ve iki duvar sadece kitaplıktan oluşuyordu, şimdi ise üçüncü duvara geçmişti.
Tek tek ayarlayıp parçaları birleştirdik, ben vidaları sıktığımda kontrol ettik, babam duvara yerleştirdiğinde tokmak ile çiviyle duvara çaktı.
İlgisi başka yere kaydığında tokmaktaki sihir gitti, korkarak elimi tokmağa uzattığımda durdu, babam anlını ovdu.
"Dikkatim dağıldı, teşekkür ederim oğlum"
"Önemli değil baba, daha dikkatli ol"
Güldüğümde saçlarımı öptü, tokmağı aldığımda yeniden havalandı, diğer sırayı da yaptım ve bitmişti.
O sırayı da çaktığında kitaplar yerleşti, kısa bir işti ama çay içmesem olmazdı, babam da benim ile aynı fikirde olduğu için mutfağa gittik, ocağa çay koydu.
"Ee hala kitap okuyor musun?"
"Evet, bazen sıkıyor ama okumayı seviyorum"
"Sana kitap almayı düşünüyordum ama bitirmediğin bir sürü kitabın olduğunu hatırlıyorum"
Göz devirdim ve masaya yaslandım.
"Evet, ama sadece 25 tane okumadığım kaldı, çok az"
(Benim de 25 tane kitabım kaldı,ne tesadüf ve RS ye girdim🙂)
"Çok azmış cidden, onları bitirirsen sana bir koli kitap alıcam"
Gülerek baktığımda yanıma gelip sıkıca sarıldı.
"Annen o kadar çok şikayet ediyordu ki neden alıştırdım diye,bazen sesini kısmak istiyordum"
Kahkaha atarak geri çekildim.
"Ama sevdiğim için fazla birşey demiyor, senin ile oturup kitaplar hakkında konuşmayı özlemiş"
"Cidden mi?"
"Evet"
Küçük bir yalandan bir olmaz ki tam olarak yalan da sayılmazdı, mutluluk ile baktı.
"O zaman yarın onu yemeğe çıkarta bilirim"
"Bana dondurma göndermeyi unutma"
"Güzel oğlum, ne zaman seni unuttum ha"
Su kaynadığında saçlarımı öperek suyun altını kapattı, fincan çıkartarak sallama çaylardan koydu, suyu da dökerek aldı.