Sabah kahvaltıda ses çıkartmadan önüme ne geldiyse yedim, hoseok endişe ile bakıyordu, bahçede dolaşmaya çıktık, bana baktı.
"İyi misin yoongi?"
"İyiyim"
Kafasını sallayarak önüne döndü, öğlen ve akşam da konuşmadım, odasında, balkonda otururken yanıma kaydı, dizlerimiz değiyordu.
"Konuşmak ister misin?"
Kafamı salladığımda ellerimi tuttu.
"İyi değilsin, konuş benimle"
"İyiyim, sadece alışmak için uğraşıyorum"
"Sessiz kalarak beni korkutuyorsun"
Omuz silktiğimde kollarını açtı.
"Sarılmak ister misin?"
Kafamı göğsüne koyarak kollarımı beline sardığımda sırtıma kollarını sarıp yanağını saçlarıma yasladı.
Sessizce kaldık, misk kokuyordu, konuştuğunda elini saçlarıma getirip okşadı.
"Yarın doğum günüm, on dokuz olucam"
"Tahta geçecek misin?"
"Daha hazır değilim, namjoon hyung hazır olduğumda geri çekileceğini söyledi"
"Güzel miş, o taht senin hakkın"
Güldüğünde bende güldüm, derin bir nefes aldım, geri çekilip ellerini yanaklarıma koydu.
"Bence sana bir uğraş bulmalıyız"
"Ne uğraşı?"
"Ne yapmaktan keyif alırsın?"
"Bilmiyorum"
"Tamam, bak ben kılıç çalışmayı seviyorum, taehyung hyung resim yapmayı seviyor, jungkook hyung askerleri eğitmeyi seviyor, jin hyung ve namjoon hyung kitap okuyup tartışmayı seviyor, sende ne seviyorsan düşün onu yapalım"
Omuz silktim.
"Kitap okumayı seviyordum, artık sevmiyorum"
"Başka sevdiğin bir şey yok mu?"
"Müzik dinlemeyi seviyordum ama uzun zamandır dinlemiyorum"
"Tamam, müzik için diğerleri ni toplamam uzun süre bilir"
"Bu zamanın müziklerini seveceğimi sanmıyorum"
"Hangi zamanın müziklerini seviyorsun? Söylesene"
Merak ile baktığında aklıma gelen şarkı ile yutkundum, çok küfürlüydü, diğerleri de öyle, doğaçlama bir şeyler yapabilirdim sanırım.
Boğazımı temizleyip söylemeye başladım kafamı eğerek, birinin bana bakması bocalamama neden oluyordu.
"Bu şarkı sadece yasak olanı serbest bırakmakla ilgili
Ama özgürlüğü zevke düşkünlükten ayırmayı unutmamalısın
Bu şarkı bir haegeum
Şimdi gemiye binin
Bu canlı ritim
Yeni bir tür haegeum"
Ellerimi yüzüme kapadım, çok utanmıştım, rap yaparken kendimi tutamıyordum, hoseok gülerek alkışladı.
"Vay, bu çok güzel di, senin dünya nın şarkıları böyle hızlı mı?"
"Evet, şey bunu doğaçlama yaptım, iyi olmadıysa üzgünüm"
"Hayır çok güzel di, çok iyi söyledin"
"Teşekkür ederim"
Gözlerine baktığımda cidden beğenmiş gibi bakıyordu, ellerime baktım.
"Acıktım sanırım"
"Yemek getirmelerini isteyeceğim"
Kalkarak kapıya gitti, adamlara bir şey söyleyip geri geldi, kıpırdandım.
"Doğum gününde ne verebileceği mi bilmiyorum"
"Hediye beklemiyorum tabiki, aslında doğum günü kutlamayı pek sevmiyorum ama diğerleri mutlu oluyor diye ses çıkartmıyorum"
Gülerek kafamı salladım.
"Ama on dokuzuncu yaş güzel bir yaş"
"Sen ne hediye aldın doğum gününde?"
Hatırlamaya çalışarak saçlarımı geri attım.
"Kız arkadaşım vardı, benden hoşlanıyor muş, beni birden öptü, bu hediye sayılmaz, o yaşlarda öpücük güzel bir hediyeymiş ama ben buna katılmıyorum, mide bulandırıcıydı, eve gittiğimde babam yaşım kadar kitap almıştı, çok mutlu olmuştum, annem de pasta yapmıştı, beraber kutlamıştık"
"Öpücük mü? Hiç öpücük almadım"
"Bende, tek öpücüğüm o kızındı ama iğrençti"
"O zaman bana öpücük verebilirsin"
Şaşkınca ona baktım.
"Öpücüğün ne olduğunu biliyorsun, değil mi?"
"Evet, yanaktan değil mi?"
Gülerek kafamı eğdim, şaşkınca konuştu.
"Yoksa dudaktan olan mı? Jin ve namjoon hyung'un yaptığı gibi"
"Evet, öpücük o anlama geliyor"
"Üzgünüm, ben yanaktan öpeceğini sanmıştım"
"Yanağını da öperim, sorun yok"
Yaklaşarak yanağına küçük bir öpücük bıraktığımda kızardı.
"İlk hediyen benden olsun"
"T teşekkür ederim"
Kapı çaldığında kalkarak açtı, tepsiyi alarak önüme koydu ve oturdu.
"Ye bakalım"
Çubukları alarak yemeye başladım, bana bakarak durduğunda suyu içtim ve tabağımı bitirmeye odaklandım.
Yemeğim bittiğinde geri yaslandım, kalkarak tepsiyi aldı, askere verip yanıma oturdu.
"Saat geç oldu, hadi uyuyalım"
Kalktık ve yatağa uzandık, bir birimize sırtımız dönük uyuyorduk, ona dönerek kayıp kafamı omuzuna koydum, bana dönerek kollarını açtığında hemen yanaştım, sarılarak uyumaya başladık.
/
Byeee💋
