12

70 11 31
                                    

Film bittiğinde babama baktım, uyuya kalmıştı, gülerek üstünü örtüp tv'yi kapattım, kaseyi ve bardakları mutfağa bırakıp odama gittim.

Kitabı açıp okudum, üstünde uyuya kalırdım büyük ihtimalle.

/

Hoseok jungkook ile kılıç çalışırken konuştu.

"Jimin hyung ile ne iş?"

"Ne iş derken küçük prens"

"Hadi ama, aranızda olan çekimi bizde hissediyoruz,biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum"

"O zaman?"

"Kalbini kırdım, üzdüm, yakınlaşmaya yüzüm yok"

"Neden kalbini almıyorsun o zaman?"

"O kadar kolay olduğunu sanmıyorum"

"Bence kolay, ona çiçek götüre bilirsin ya da yemeğe davet edebilirsin, dolaşabilir siniz, bir sürü aktivite var"

"Kabul eder mi ki?"

"Niye etmesin, iki insan bir birinden hoşlanıyor, yakınlaşma fırsatını neden kaçırsınlar ki"

"Sen nereden biliyorsun bunları?"

"Jin ve namjoon hyung tan, beş dakika yalnız bırak, tekrar yanlarına gittimi dip dibe duruyolar"

İkili güldüğünde hoseok ileride olan jimin hyung'u nu gördü, jimin gülerek el salladığında kendisi de salladı ve jungkook hyung'u na döndü.

"Yanına git ve yemek teklif et"

"Olmaz, ben.. Tanrım utanıyorum işte"

Hoseok kahkaha atarak kızarmış hyung'u na baktı, onu ilk defa böyle görüyordu, omuzuna vurdu.

"Gidiyor, fırsatını kaçırma"

Jungkook oflayarak koştu, jimin elindeki kalıplara bakarak ilerliyordu, yanında durdu.

"Selam"

Jimin kafasını kaldırmadan salladı.

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır, sâdece konuşmak istemiştim"

"İşlerim var"

"Ne işi?"

"Otlarımla ilgilenicem, müsade edersen tabi"

Odanın önüne geldiklerinde jungkook konuşmadı, jimin içeri girdiğinde peşinden girdi.

"Konuşmak istiyorum sadece"

"İşim var dediğimi hatırlıyorum"

Ellerinde kileri masaya bıraktığında jungkook üstüne gitti, jimin korkarak bakarken yutkundu ve konuştu.

"Benimle yemek ye"

"N ne? Hayır"

"Kabul edene kadar böyle dururuz"

"Çekil ve beni yalnız bırak asker"

"Hayır dedim, şifacım beni etkisi altına alırken nasıl ondan kopabilirim ki"

Elini sarışının çenesine koyarak okşadığında jimin zorla konuştu.

"Git buradan jungkook"

"Hayır, beni kabul edeceksin"

"Etmiycem"

"O zaman seni öperim"

"N ne?"

"Seni öperim"

Sarışın duyduklarını sindirmeye çalıştı, asker eğildiğinde omuzlarından geri ittirmeye çalıştı.

"Tamam tamam, dur"

"Ne?"

"Yemek yiyeceğim, geri çekil"

Asker geri çekilip sarı saçları öptü.

"Güzel, akşam hazır ol, görüşürüz"

Jungkook odadan çıkarken jimin arkasından şaşkınca baktı, bu adam onu deli ediyordu.

Taehyung sessizce ormanın resmini çizerken namjoon yanına gidip oturdu.

"Tae taem,nasılsın?"

"Çok rahatım hyung, keşke doğduğum dan beri burada olsaydım"

Namjoon kafasını eğerek kalktıp kardeşinin saçlarını öptü.

"Üzgünüm güzelim, elimden geleni yapsam da olmadı, affet beni"

Taehyung abisine dönerek sıkıca sarıldı.

"Saçmalama abi, ben senin ile olduğum sürece hep bolluk içindeydim, bana bir tek sen yetersin, yoksul da olsak sen yanımdaysan ben cennet'e yaşıyormuş gibi hissediyorum"

"Ne diyeceğimi bilmiyorum tae, benim dünyam senden ibaretti, sadece seni korumak istiyordum, bunu başardım mı bilmiyorum ama hayatımın geri kalanında seni kouyacağımı da bil"

"Seni seviyorum abi"

"Bende seni seviyorum kardeşim"

İkili geri çekildiğinde taehyung yeniden çizimine döndü, namjoon da onu izledi, jin de yanlarına gelip oturduğunda sarıldılar.

Hoseok öylesine sarayda dolaşıyor, etrafı tanıyordu, canı sıkılıyor ve ne yapacağını bilmiyordu, sıkıntı ile of ladı.

"Keşke arkadaşım olsaydı"

Sırtını duvara yaslayıp aşşağıda koşturan hizmetçilere baktı, geri odasına dönüp yatağa atladı ve uyudu, en azından yemeğe kadar canı sıkılmazdı.

/

Gözlerim kapandığında kafam kitabın üstüne düştü ve uykuya daldım, bu uyku nun dünyamda ki son uykumun olduğunu bilmiyordum.

/

Tanışın artık aa LSDLXMLXCLLXXM

kitap : sope Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin