22

36 8 19
                                    

Pasta üflenmiş, hediyeler verilmişti, herkes kenarı çekilmiş konuşurken hoseok ile sessiz bahçeye çıktık.

Mochi hemen bitmişti, jin de şaşkınca durup nereden getirileceğini bilmediği için bittiğini söylemişti.

Kollarımı yukarı çekiştirdim.

"Çok rahatsız edici"

"Öyle cidden"

Sıcaklamış gibi boynunu çekiştiriyordu, ağacın altına oturup gökyüzüne baktık, yıldızlar çok güzel görünüyordu.

"Jungkook endişelenmez umarım"

Ona döndüğümde kafasını salladı.

"Jimin ile kıyıda köşede fısıldaşıyorlar"

Gülerek durduk.

"Sevgililer mi?"

"Flört ediyorlar mış"

Kafamı sallayarak boynumu çekiştirdim.

"Bunu yırtıcam artık"

"Değiştirelim, çok ağır gelmeye başladı"

Kalkarak içeri girdik, odaya gittik, merdivenleri çıkarken çok yorulmuştum artık.

Sonunda kendimizi odaya attık, hemen pijamalarımızı aldık, arkamıza dönüp giyindik.

Biraz zahmetli olmuştu ama sonunda huzura kavuşmuştum, kendimi yatağa atarak derin bir nefes aldım.

Hoseok yanımda yüz üstü uzanıp dirsekleri üzerinde durdu ve güldü.

"İlk defa bir partiden erken çıktım"

"Bence kalabalıktan kaçtık"

Güldük, dilimi dudaklarım üzerinde gezdirip yutkundum, tavana bakarak ayaklarımı oynattım.

Hoseok üstüme gelerek saçlarımı anlımdan çekti.

"Sen geldiğinden beri çok eğleniyorum"

"Hm buna sevindim"

"Hiç gitmesen olur mu?"

"Bilmiyorum"

Yeniden dilimi kurumuş dudaklarım üzerinde gezdirdim, ya çıkış yolu buldu mu gitmek istemez isem? O zaman ne yapacaktım?

Hoseok çenemi tutup ona bakmamı sağladı.

"Sana çok alıştım, cidden"

"Çok tatlısın hoseok, çıkış yolunu nasıl, ne zaman bulurum bilmiyorum, ne yapacağıma bulduğum zaman karar vericem sanırım, ama şimdilik buradayım, önemli olan bu değil mi?"

"Öyle"

Güldüğümde parmağını çenemde oynattı.

"Galiba dediklerine inanıyorum, başka bir dünya ya inanıyorum"

Elimi yanağına koyup okşadım.

"Bana inanman çok şey ifade ediyor, inancın için teşekkür ederim"

Yaklaşarak burnumuzu sürttü.

"Seni öpebilir miyim?"

Yutkunarak dudaklarımı kalp dudaklarına bastırdım, dudaklarımızı aralıyıp küçük bir öpücük ile ayrıldık.

Yanıma uzanarak gözlerini kapattığında patlayacak gibi atan kalbim ile derin bir nefes alıp bende gözlerimi kapattım.

Sabaha doğru uyandım, güneş doğmamıştı ama hava maviydi, yanıma baktığımda hoseok huzur ile uyuyordu.

Yavaşça kalktım, elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim, odadan çıkarak aşşağı indim, mutfaktan su aldım ve bahçeye çıktım.

Dün gece oturduğumuz ağacın altına oturdum ve mavi gökyüzüne baktım, dilimi dudaklarım üzerinde gezdirdim.

Bu yaptığım onu kendime bağlamaktı, bu çok yanlıştı ama kalbimi dinlemiştim, keşke dinlemeseydim.

Kalkarak biraz daha dolaştım ve en arkaya geldim, meyve ağaçları vardı, bir tanesinin altına oturup kafamı ağaca dayadım, kendimi çok kötü hissediyordum.

Kalbini kıracaktım, üzecektim onu, çıkış yolunu bulmaktan vazgeçmeyecektim ama bulduğumda ne yapacaktım?

/

kitap : sope Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin