Yemekten sonra etrafa baktım, müzik sesi geliyordu, hoseok kitap okurken koluna elimi koydum.
"Dolaşa bilir miyiz?"
Bana dönerek kitabını kapatıp kenarı koydu.
"Olur"
Elimi tutarak ilerlediğinde güldüm, bir sürü insanın elinde tatlı vardı ve yüzleri boyanmıştı.
Sonunda müziğin olduğu yere geldiğimizde şaşkınca baktım, hayvanlar vardı, yemek tezgahları, yüz boyama alanları.
Hayvanların olduğu yere gittiğimde hoseok elimi sıkıp yanımda durdu, keçi, koyun,at, diğer hayvanlar ayrı ayrı dururken eğilip seviyorlardı.
Bende koyun olan yere gittim, eğilerek kafasını sevdiğimde güldü, şaşkınca hoseok'a baktım.
"Gülüyo"
"Sevildiğini hissettiğinde sende gülersin"
Geri koyuna döndüm, hayatımda hiç koyun görmemiştim ve sevmemiştim, geri çekildim, dolaşmaya başladık yine, dans edenlerin yanından geçtik.
İleride tanıdık yüz ile durdum, hoseok'un elini bırakıp o tarafa koştum, kadın'ın koluna dokunduğumda bana dönerek güldü.
"Efendim"
"Anne"
"Anlamadım?"
"Anne, sen misin?"
"Anne mi? Beni biri ile karıştırdınız her halde"
Gözlerim dolduğunda anlamayarak baktı, hoseok yanına gelip kolumu tuttu.
"Ne oluyor?"
Ona dönerek ağladım.
"Annem"
Kadına baktığında kadın kafasını salladı.
"Karıştırıyor her halde"
"Rahatsızlık için üzgünüm"
Kadın gittiğinde hıçkırdım.
"Annemi istiyorum"
"Hadi gidelim"
"Hayır, ben dolaşmak istiyorum"
Emin olamayarak baktı ve yeniden elimi tuttu.
"Bir daha elimi bırakma"
"Tamam"
Kafamı salladığımda yanaklarımı sildi, ilerledik, yüz çizen yere baktığımda adam da bana baktı.
"Yüzünü çizmemi ister misin?"
Hoseok'a baktığımda beni sandalyenin yanına getirdi, oturduğumda adam güldü.
"Ne çizeyim?"
"Şey, bilmiyorum"
Kendimi küçük bir çocuk gibi hissediyordum ve ben 22 yaşındaydım amk, hoseok konuştuğunda adam kafasını salladı.
"Kedi çizin"
Adam fırçayı yüzüme değdirdiğinde gözlerimi kapattım, on dakika sonra geri çekildiğinde aynayı gösterdi, şaşkınca baktım, cidden kedi çizmişti.
Hoseok ödemeyi yaparak beni kaldırdığında yüzümü gösterdim.
"Kedi çizdi?"
"Zaten kedi ye benziyorsun"
Göz devirdim, meyve alarak uzattığında aldım, esnediğimde geri döndük, arabaya geçtiğimizde saçlarımı karıştırdım.
"Küçük bir çocuk gibi davranıyorum cidden"
Kafamı eğerek durduğumda hoseok kaşlarını çattı.
"Kötü bir şey değil, nasıl istersen öyle davrana bilirsin"
"Senden büyüğüm ama çocuk gibiyim, sürekli ağlıyorum, bir şey görsem şaşırıyorum, gerçi ilk defa gördüğüm için oluyo ama neyse"
"Ağlamak normaldir, herkes ağlar, kendini kötü hissetme"
Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
"Kahve saçlarını merak ettim"
Kaşlarını çatarak elini saçlarına attı.
"Nereden biliyorsun kahve saçlarımı?"
"Kitaptan"
Göz devirdi, mendili suya batırıp çenemi tuttu ve yüzümü silmeye başladı.
"Uyu da dinlen, yarın sabah yola çıkıcaz"
Kafamı sallayarak gözlerimi kapattım, yüzümü silerek dudaklarımı da sildi, geri çekilip bezi kenarı koydu.
Yastık ve örtü verdiğinde uzanarak yastığı ayarlayıp üstümü örttüm, uyumaya başladığımda hoseok'un da uzandığını seslerden anlamıştım.
/
Helüüü
