Yatağa uzanıp kitabı açtım, bu çocuğu büyüyünce merak ediyordum.
/
Aradan iki yıl geçmişti, hoseok 10 yaşına girmişti ve jin ile yaşamaya alışmıştı, arada anne ve babasını sorsa da, sebebi ölümün ne olduğunu bilmemesi ve hala dönecekleri umudunu korumasıydı.
Anne ve babasını sorduğunda jin yalan söylüyordu ama bu yalanlar uzun vadeli olmuyor, üç gün sonra yine hoseok ailesini soruyordu.
Şimdi ise hoseok jungkook hyung' u ile bahçe de tahta kılıçlar ile oynuyor, hoseok, hyung'u nun gösterdiği hareketleri tekrarlıyordu.
Jungkook, hoseok'u izlediğinde hareketleri karşısında düşmanı varmış gibi keskin yaptığını görünce güldü, sıkıca sarılarak tombul yanağı öptü.
"Miniğe bak sen, çabuk da öğreniyor her şeyi"
Hoseok gülerek hyung' una baktığında ileride yalpalayarak gelen adamı gördüler, jungkook hoseok'u bıraktı ve kenarıda olan kılıcını aldı.
"İçeri gir hoseok"
Hoseok hemen eve girdiğinde jin dışarı çıktı, jungkook kılıcını sıkıca tutarak adama yaklaştığında adam iki adım sonra yere düştü, jin ve jungkook koşarak adamın yanına gitti.
Sırtında bir ok, ayaklarında üç ok görünüyordu,biri omuzuna girmişti diğerleri de uyluğu ve baldırlarına gelmişti.
Jungkook adamı yavaşça kaldırıp sırtına aldı.
"Umarım ölmez"
Jin korku ile onlara bakarken eve geldiler, içeri girdiklerinde hoseok kapıdaydı, jin miniği kucağına aldı.
"Odadan çıkmıyorsun, ben söyleyene kadar da odada kal, tamam mı?"
"Hyung,o kim?"
"Yardıma muhtaç biri"
Odaya girdi ve hoseok'u yatağa bırakarak hikaye kitabını verdi.
"Al bakalım, acıkırsan seslen, boyama eşyaların çekmecede"
"Tamam hyung"
Jin kahve saçları öperek odadan çıkıp kapıyı kapattı ve kilitledi, hoseok'a bir şey olmasından korkuyordu,içeri girdiğinde jungkook jin'e döndü.
"Ben okları çıkartıcam, sen hemen bez bas"
Jin kafasını sallayarak hemen bulduğu bezleri getirdi, jungkook adamın üstündekileri yırttı ve okları yavaşça çıkardığında adamdan kısık iniltileri çıkıyor ama kıpırdamıyordu.
Jin bezleri sıkıca bastırdı, kan durduğunda jungkook su ve yeni bezler ile geldi, ikili yavaşça kanları temizledi.
Jin ilaç sürüp sıkıca sardı, adamın üstüne battaniye serdi, hoseok seslendiğinde hemen odaya gitti, anahtarı çıkartarak kapıyı açtı.
Hoseok resim defterinden kafasını kaldırdı ve gözlerini kırpıştırdı,gülerek resmi gösterdi, jungkook ve kendisini çizmiş, ortalarında da ellerini tutan minik bedenini.
Yere oturduğunda hoseok kıpırdandı.
"Hyung bunu sana yaptım"
"Çok güzel olmuş, teşekkür ederim bebeğim"
Miniğin gülümsemesi genişledi.
"Hyung ben acıktım"
"Hazırlayıp getiriyorum"
Çocuk kafasını salladığında jin hemen mutfağa gitti, hızlıca hoseok'un sevdiği tavuk, patates ve elma suyu nu hazırlayıp odaya götürdü, yanına koyarak tombul yanağı öptü.