Saraya geldiğimizde odasına gittim, bildiğim tek yer orasıydı, arkamdan gelerek içeri girdi, yatağa oturup uzandım.
"Eve götür beni"
"Söylemiştim, evinin nerede olduğunu bilseydim götürürdüm"
Önümde durduğunda kalkarak ona bakıp dudaklarımı sarkıttım, kafasını yana eğdi.
"Yıkanıp uyu"
"Kıyafetim yok"
"Terzi çağırıcam, hanbok giymek istemediğine emin misin?"
"Sen neden giymiyorsun?"
"Rahatsız edici, özle günlerde giyiyordum"
"Bende gitmeyi sevmiyorum"
Onaylayarak gitti, bende geri uzandım, kalkarak yatağın etrafına bakındım, belki kitap burada olabilirdi.
Odanın her yerini karıştırdım ama bulamadım, yerimde tepindim.
"Lanet kitap, lanet jimin, yakıcam hepinizi, nefret ediyorum sizden"
Kapı açıldığında o tarafa döndüm, hoseok yanında bir adam ile geldi, kaşlarını çatarak durdu.
"Ne oldu da bağırıyorsun, kızarmışsın da"
Dibimde durduğunda omuzuna vurdum.
"Yeter,ben gidiyorum, o sarışın salağı öldürücem"
Yanından geçecek iken kolumu tuttu.
"Sarışın salak da kim? Hem gidemezsin, ölçülerini alacak"
Adamı gösterdiğinde derin bir nefes aldım.
"Jimin'i öldürücem"
Göz devirdiğin de adam yanımıza geldi, mezura gibi bir şey açarak omuzumun,belimin, bacağımın ve gövdemin ölçülerini aldı, kağıda yazdığında hoseok konuştu.
"Hambok istemiyor, pantolon ve gömlek dikin, gecelik de"
Adam onaylayarak gitti ğinde bende arkasından çıkacak iken beni turup kendine çekti.
"Nereye?"
"Jimin'i bulucam"
"Jimin yok, ot toplamaya gitti, bahçeye çıkmak ister misin?"
"Olur, otları burnundan yediricem, yılan"
Gülerek kafasını salladı, odadan çıktık, insanlar garip garip bakıyordu, kadın kaşlarını çatmış bakarken durup bende ona baktım, kafasını çevirip gittiğinde hoseok belime elini koyup ilerletti.
"Onları takma, ilk defa gördükleri kişilere böyle bakıyorlar"
Kafamı salladığımda ilerde jungkook bize doğru geliyordu, hoseok'un kolunu tutup arkasına geçtim, konu hoseok olunca canavara dönüştüğünü biliyordum.
Yanımızda durup bana baktı.
"Neden hala yanında?"
"Bence o hafıza kaybı yaşıyor, korumak için yanımda tutuyorum"
"Benim bir şeyim yok"
Mırıldandığımda jungkook geri bana dönerek kaşlarını çattı.
"Dikkatli ol, sana zarar verirse kafasını uçururum"
Hoseok'un diğer tarafına geçip beline sarıldığımda güldü.
"Bana zarar veremez, korkak ve minicik, durdurması zor olmaz"
"Bilmiyorum artık, dikkat et"
Gittiğinde hoseok bana döndü, kaşlarımı çattım.
"Ben korkak değilim, minik de değilim"
Gülerek kafasını salladı.
"Hadi gidelim"
İlerledik, bahçeye çıktık, her yer çiçek ile doluydu, yürürken çiçekleri sulayanlar arasında taehyung'u gördüm, kafasında çiçek'ten bir tac duruyordu ve ona yakışmıştı.
Bizi görünce yanımıza geldi.
"Evine bırakacağını sanıyordum"
"Evinin nerede olduğunu bilmiyor"
"üzülme, evini bulucaz"
"Üzülmüyorum"
Kaşlarımı çatmaktan anlım kırışacaktı artık, gülerek kafasını salladı.
"Ben sizi bırakayım da dolaşın"
Gittiğinde ellerimi sıktım, bağırıp salya sümük ağlamak istiyordum.
/
Bu gün boş olduğu için hemen atıyorum bölümm
![](https://img.wattpad.com/cover/368346112-288-k818324.jpg)