6

106 21 23
                                    

Babam annemi almaya geldiğinde gülerek el salladım, belki yeni bir başlangıç yapabilirlerdi.

Ev sessiz olduğu için kendime su alarak kitaba başladım, bu kitap garip şekilde beni içine çekiyordu.

/

Jungkook bahçede kılıcını keskinleştirir iken yanına kısa boylu,sarı saçlı biri geldi, gülerek elini jungkook'un koluna koydu.

"Merhaba"

Jungkook bir kaç defa gördüğü adama baktı.

"Merhaba"

"Şey ben yeni geldim, yani bir ay oldu ama hiç arkadaşım yok, arkadaşım olur musun?"

Jungkook umut ile ona bakan adama kafasını salladı.

"Tamam, arkadaş olalım"

"Teşekkür ederim, ben park jimin, şifacıyım"

"Jeon Jungkook"

"Seni biliyorum, ordunun en genç ve yetenekli askeri, nasıl tanımam ki"

Tatlı tatlı kıkırdadığında jungkook da güldü.

"Gencim ama yetenekli miyim bilmiyorum"

"Seni izledim, pek çok kere, burada uzun zamandır olan askerleri bile geride bırakıyorsun, çok etkileyicesin jungkook, ismin ile hitap edebilirim değil mi?"

"Elbette ve teşekkür ederim, söylediklerin için jimin hyung"

"Bana jimin de, arkadaşız öyle değil mi, isimlerimiz ile hitap edebiliriz"

"Doğru,nasıl istersen"

"Güzel, dolaşalım mı, hava çok güzel"

Jungkook onayladığında dolaşmaya başladılar, jimin kendini anlatırken jungkook'un gözlerinin içine bakıyordu, jungkook çocuğun gözlerindeki ışıltıları görüyor gibiydi.

"Babam ve annem şifacı, 25 yaşındayım, busan da doğdum,  orada da pek arkadaşım yoktu ve her günüm bitkilerle geçerdi, bir ay önce saraya şifacı gerektiğini söylediler,babam da beni getirdi"

Jimin anlatmayı bırakarak elini yeniden jungkook'un koluna koydu.

"Hadi sıra sende"

"Burada doğdum, dört yıllık askerim, 24 yaşındayım"

Jimin jungkook'a yaklaşarak konuştu.

"Kardeşinin olduğunu söylüyorlar, dedikoducu kızlardan duydum, doğru mu?  Kendin hakkında fazla bilgi paylaşmayı sevmiyorsun diye biliyorum"

"Yeni tanıştığım insanlara pek güvenmem"

"Biliyorum, senin hakkında çoğu şeyi biliyorum"

"O zaman bu kadar konuşmanın yeterli olacağına da biliyorsundur?"

"Biliyorum, neyse bana zaman ayırdığın için teşekkür ederim, yarın da buluşsak? Olur mu?"

"Olur, seni odana kadar bırakayım"

"Çok isterim, teşekkür ederim"

İkili sessizce ilerlediğinde bir kaç kişi ikiliye şaşkınca baktı, jungkook'un yanında nadiren birilerini görürlerdi ve bunlar ise üst mevkilerde olan kişilerdi.

Jimin'in odasına geldiklerinde jimin güldü.

"İyi geceler jungkook"

"İyi geceler jimin"

Jimin, jungkook'un bileğini tutarak hafif sıkıp odasına girdi, jungkook biraz daha kapıya baktı ve geldiği yeri geri döndü, bu sarışın çocuk da garip bir çekicilik vardı.

Bu sırada jin yemek masasını hazırladı ve diğerlerini çağırdı, hepsi yerlerine geçtiğinde hoseok kıpırdandı.

"Yarın doğum günüm, jungkook hyung gelicek mi?"

Taehyung kahve saçları okşadığında jin kafasını salladı.

"Elbette gelicek, o senin doğum günlerini kaçırmaz, biliyorsun bebeğim"

"Biliyorum ama meşgul olursa yorulmasın"

Namjoon hoseok'un yanağını okşadı.

"Düşünceli bebek seni, eminim kook hyung seni görünce yorunguluğu uçup gidiyordur"

"Öylemi? Öyleyse ben hep onun yanında olurum ki"

Diğerleri güldüğünde hoseok yeniden konuştu.

"Ben hiç kasabaya gitmedim, ne zaman gidicem"

Üçlü bir birlerine baktılar, jin diğerlerine güvendiği için gerçeği söylemişti, diğerleri de bağlılık yemini etmişti.

Taehyung hoseok'un bardağına su doldurdu.

"İyice büyüdüğünde kasabaya inebilirsin ama şuanlık kasaba güvenli değil"

"Nasıl değil? Anlamadım"

Jin güldü.

"Şuan savaş var ve kasabalar güvenli değil bebeğim, güvenli olduğunda seni götürücem ve istediğin kadar dolaşmana izin vericem"

"Tamam ama çabuk güvenli olsun"

Gülerek kafa salladıklarında hoseok tabağını bitirmeye başladı, kasabaya inip dolaşmayı istiyordu.

/

Tanrım bende bu kitabın içinde olmak istiyordum, özellikle hoseok'un yanında,o kadar tatlıydı ki yiyesim geliyordu.

Yavaşça gözlerim kapanırken kendimi sıkmadım ve kafam yastıkla buluştuğunda uykuya yenik düştüm.

/

Sizi seviyoruuumm❤❤

kitap : sope Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin