13

76 13 34
                                    

Uyanarak gerindim, etrafa baktığımda oda çok yabancıydı, kalkarak etrafa baktım,burası benim odam değildi.

Kalkmaya çalıştığımda ayağıma takılan çarşaflar ile yere düştüm, acı ile inlediğimde kıpırdama ile durdum.

Yataktan biri kalktığında turuncu saçları gördüm, gözleri ni açarak bana baktığında ikimizde çığlık attık.

"Baba"

"Jungkook hyung"

Kalkarak geri gittiğimde oda yatakta geri gitti, etrafa bakarak döndüm.

"B ben nasıl geldim buraya, sen kimsin?"

"Asıl sen kimsin ve yatağımda ne yapıyorsun"

Kalkarak hançer aldığında ellerimi uzattım.

"Bana bak küçük, ne oluyor burada, burası evim değil"

"Ben on sekiz yaşındayım, küçük değilim"

"Hah ben 22 yaşındayım, senden büyüyüğüm velet"

Hançer ile yaklaştığında geri gittim, üstüme koştuğunda bağırıp bende koştum ve bağırdım.

"Yerinde dur, yerinde dur"

Üstüme atladığında yere kapaklandım, debelenerek kurtulmaya çalıştığımda hançeri boynuma dayadı.

"Dur"

Derin bir nefes alarak durduğumda kulağıma yaklaştı.

"Yüz üstü dön"

Dediğini yaparak yavaşça döndüm, elini kafamın yanına koyarak hançeri yaklaştırdı.

"Tek hareketinde boynuna veda edersin"

"T tamam"

Büyük kahve gözleri yüzümde dolaştı, elini çeneme koyup sıktı.

"Buraya nasıl geldin?"

"Bende bilmiyorum, odamdaydım sonra burada uyandım"

"Sana inanayım mı?"

"İnan, lütfen inana bana"

Korkudan güçlerimi unutmuştum, parmağımı şıklattığımda durdu, derin bir nefes alıp hançeri uzaklaştırdım, kalkarak hızla odadan çıktım ve etrafa baktım, saraydaydım ve hizmetçiler doluydu.

Aşşağı indiğimde de durum aynıydı, bahçeye çıkarak derin nefesler aldım, zamanın akmasını başlattım ve bahçede saklanacak yer aradım, şimdi den beni bulmak için odadan çıkmıştır.

Atların olduğu yeri gördüğümde o tarafa gittim, çok güzel görünüyorlar dı, siya at'a yavaşça yaklaşıp elimi kafasına koydum.

Kıpırdamadığında sevmeye başladım ve güldüm.

"Sen çok güzelsin"

At'ı sevmeye devam ettim.

"İlk defa böyle bir güzelliği görüyorum"

Belime bir kol sarıldığında sesini duydum.

"Tethis güzeldir, benim ile geliyorsun seni ucube"

"Bırak beni, ben ucube değilim"

"Sana gel dedim"

"Tamam, gelicem"

Belimi bıraktığında derin bir nefes aldım, onu takip ederek geri odasına girdik, yanda duran kılıcı alarak bana uzattı, üstüme geldiğinde geri gittim.

Ayağım halıya takıldığında düştüm, kılıcı çeneme dayadı.

"Nasıl kaçtın elimden?"

Sessiz kaldığımda yanıma yaklaşıp diz çöktü.

kitap : sope Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin