1

1.3K 47 3
                                    




Gökyüzü kaybolmaz, kitapların şarjı bitmez, bisikletlerin benzini olmaz, özgürlük budur...
Özgürlük ucuzdur!

Yeni kitabımdan herkese selamlar, ben konuyu çok sevdim umarım sizlerde beğenirsiniz, çok bekletmeden buyrun lütfen...

İyi okumalar!❤️‍🔥





"Öğle molası!"

Müdürümün sesini duymamla ağrıdan kıvrılan gözlerimi bilgisayar ekranından çektim.

"Ne yiyeceksin?"

Yandaki cam bölmeden seslenen arkadaşıma bakmaya gerek duymadan derin bi nefes verdim.

"Ne olursa.."

Kalem eteğimi hafifçe düzelterek aşağıya inip, yaklaşık yedi kişinin olduğu yemek masasına oturdum.
Yemeklerimizi servis eden ayşe abla göz kırptığında samimi bir gülümseme yolladım, bu kadını çok seviyordum ananeme benziyordu.

Özlem duyduğum insanlara benzeyen kişilere nedensizce sevgi besliyordum.
Gözlerim onun üzerinde gezinirken, yemek servisi işi bittiğinde kapıdan dışarıya çıktı.
Diğer banka çalışanlarıda geldiğinde, öğle yemeklerimize sessizce başladık.
Tabağımda ki kırmızı etle oynarken, kolumdan hafifçe dürtüldüm.

"Hala aynı şeyimi düşünüyorsun"

Burukça bi gülümseme yüzüme yayılırken, kafamı salladım.

"Gitmek istiyorum.. bankacılık bana göre değil"

Bilge bi edayla yüzüme bakarken, elinin birini omuzlarıma koydu.

"Hayatın seni çok yıprattı, belkide kaçma isteğin bu yüzden acele karar vermemen en doğrusu"

Verdiği akıl bana yetmiyordu, içimde ki gitme isteğini durduramıyordum.
Buralara ait değildim, içimde ki boşluğu yirmi üç senedir dolduramadığım gibi, ait olmadığım bu yerlerde durmak aptallıktı.

"Haklısın"

Gelişi güzel cevap verirken, yemek hanenin kapısı sertçe açıldı müdürümüz kan ter içinde içeriye daldı.
Ağızlardan şaşkın ve korkulu nidalar dökülürken hafifçe ayaklandık, ellerini dizlerine yaslayıp soluklanmaya başladı.

"Soygun var sakın yukarıya çıkmayın! kapıda bir adam var silahlı 'çıkanı vururum uyar onları' dedi"

Bu şaka olamazdı değil mi? bir an kendime kızmak istedim ama çok saçma geliyordu, kim güpegündüz öğle vakti bir bankayı soymaya cürret ederdi ki?
Astım hastası olan cevdet bey korkuyla arka arkaya öksürmeye başladı.

"Ali bey siz ciddimisiniz? İstanbulun orta yerinde ne soygunu?"

Betül yanımdan kalkarak müdürümüz ali beyin yanına ilerledi, vücuduna baktığımda hiçbirşey göremedim yaralı gözükmüyordu.

"Siren sesi geliyor!"

Kulaklarımda birden çok siren sesi yankılanırken, içimi büyük bi sıkıntı kaplamıştı, etrafımda ki insanlarında öyle olduğunu hissediyordum.

"Herkes burada mı arkadaşlar?"

Birbirimize bakarken, gözüm temizlikçi ayşe ablayı aradı ama yemekhanede gözükmüyordu.
En son onu çıkarken gördüğümde, olduğum yerde çakılı kaldım kimseden cevap gelmeyince korkuyla seslendim.

𝐅𝐀𝐑𝐄𝐋𝐄𝐑 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin