4

760 31 20
                                    








"Ona asla güvenme, kurtulmak istiyorsan benimle çalış"

Geçen akşam mutfakta denk geldiğim kumral uzun boylu adam, dün tepsiyi verirken elime tutuşturmuştu bu notu.
Buradan çıkmama yardım edebilecek birine benziyordu, ama neden böyle birşey yapsın ki?
Aşağıdan gelen seslerle, notu hızla katlayıp küçük parçalara bölerek klozete atıp sifonu çektim.

O adamla konuşmam gerekiyordu.

Banyodan çıkarak saati kontrol ettim, gecenin ikisinide geliyordu.
Gözlerim uykusuzluktan ağırıyor olsada aşağı inmeliydim, masada duran boş tepsiyi alarak merdivenlerden adımlamaya başladım.
Ortalık sakin gözüküyordu, mutfağa ulaşana kadar kimseyle karşılaşmamıştım.
Koca bir bardak su doldurup içerken ardımda ki kapıda bir hareketlenme oluştu.

"Se-"

Hızla söze girecekken, kaşlarını imayla kaldırıp mutfak dolaplarının üstüne doğru bakmaya başladı.
Baktığı yere doğru kafamı çevirdiğimde, kamerayla karşı karşıya geldim izlenmek istemiyordu.
Zaten madem böyle bir işe girişeceğiz kesinlikle haberinin olmaması lazım.

"Eğer istersen dolapta soğuk su var"

Yine aynı şeyi söylemişti, kafamı onaylarcasına sallarken buz dolabını açıp şişeyi aramaya başladım.
Altındaki kağıdı gördüğümde öne doğru eğilerek, kameranın görmeyeceği şekilde göğsüme sakladım.
Kendime bir bardak doldurup, teşekkür ederek odaya çıktım.
Akıllıca davranmıştık, kasvetli odaya girdiğimde içeride barayın olmadığına emin olmak için bi süre gezindim.
Çokta beklemeden banyoya girip yeniden kapıyı kitledim.

"Hem izliyorlar, hemde dinliyorlar kelimelerine dikkat et kağıt kalem bulmaya çalış.
Ancak böyle haberleşebiliriz, yarın göreve gidecekler eğer seni götürmezlerse elimden geleni yaparım."

Beni burdan çıkaracakmıydı gerçekten! kalbimin hızı artarken düşünmeye başladım.
Neden neden bana yardım ediyordu sormak istiyordum, yarın buradan kurtulacak olmanın umudu kalbimi yeşertmeye yetmişti.

"Allahım inşallah"

Nota sarılırken buldum kendimi bir an, o odada bir hareketlilik hissettim.
Notu parçalayıp titreyen ellerimle klozete attım, sifonu çekerken ellerimi yıkıyormuş gibi musluğu açtım.

"Su içip içip işiyorsun, iyi temizle bari sidikli"

Kapının önünde konuşmuştu, sözleri beni çıldırttığı için kapıya doğru tekme attım.

"Ne kadar terbiyesizsin sen!"

Musluğu sertçe kapatıp, sıktığım yumruklarımı serbest bıraktım yatağın gıcırtısını duymamla kilidi açıp odaya geçtim.

"Aptal"

Tiksinircesine yüzüne bakarken, o ise ne zaman taktığını bilmediğim siyah maskeyi yavaşça çıkarıp gelişigüzel odanın ortasına attı.
Yatağın kenarında oturuyordu, omuzları düşmüştü yorgun gibi bir hali vardı.
Ellerinde kurumaya yüz tutmuş yaraları görmemle yutkundum, bazı yerler morarmış şişmişti.

"Sende bana hakaret ediyorsun"

Alayla konuşsada, yüzünde büyük bi ciddiyet ve bıkkınlık vardı ama bu bıkkınlığın bana karşı olduğunu düşünmüyordum.

𝐅𝐀𝐑𝐄𝐋𝐄𝐑 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin