20

369 20 11
                                    








"Abla geceye doğru geleceğiz, yoldayım şimdi çıktın mı sen işten?"

Evin kapısının önünde telefondan adille konuşuyordum, alnımı sıkıntıyla ovalarken derin bir nefes aldım.

"Şimdi gireceğim eve, seni almaya gelmemi istermisin?"

Arkadan gelen arkadaşlarının ve otobüsün sesini duyabiliyordum, eğleniyor gibiydiler.

"Yok zaten hepimizi eve bırakacaklar, bir tatlı yapsan fena olmaz bence.."

Burukça gülümsedim, adil benim tatlılarımı çok severdi özellikle sütlü olan şeyleri.

"Geldiğinde dolaba bakmayı unutma, öptüm."

Kısa vedamızla beraber telefonun ekranını kapatıp dış kapıyı açtım, yaklaşık on dakika önce gelmiştik daha doğrusu gelmiştim.
Çünkü baraya gelen telefonla alel acele kontla birlikte gitmişlerdi.

"Pardon?"

Arkamdan gelen sesle kafamı çevirdim, tanıdık yüz simasını anında çıkaran aklımla şaşkın bakışlarımı kenara bırakamadan karşımda biten adama baktım.

"Yaren? selin? ismin neydi senin?"

Çatık kaşlarıyla konuşurken, bir bana birde arkamdaki eve bakıyordu.

"İnci, buyrun?"

Karşımdaki adam arjantindeki evde iki kez gizlice gördüğüm kaplandı.

"Ben bir arkadaşımı arıyorum, burası onun evi illaki tanıyorsundur inci ismi baray"

Beni tanımıyordu ama neden farklı isimlerle hitap ettiğini anlayamamıştım.

"Ne yapacaksınız barayı?"

Sert bir ifadeyle konuşurken, bakışları kısıldı sarışın kirpiklerinin hareketiyle çehresi böyle daha sert görünüyordu.

"İnci.. belliki sen sıradan bir kadın değilsin, ben baraya ulaşmaya çalışıyorum önemli bir iş için yardımcı ol lütfen.."

Sıradan bir kadın nasıl olunuyordu? kaplanla olan dostluklarını biliyordum zaten, yaren ve selin kısmına fazlasıyla takılmıştım, sinirim bozulmuştu.

"Olamam nereye gitti bilmiyorum, ayrıca yaren ve selin kim barayla bağlantısı ne?"

Sonlara doğru sesimin tonunu ayarlayamadığım gibi karşımdaki adam yüzünü buruşturarak bir saniyeliğine başka yöne baktı.

"Önemsiz, sadece ismini öğrenmek için söylemiştim nereye gittiğini bilmiyorsan ben kaçayım"

Göz kırparak uzaklaşırken adımlarını izliyordum ama bir kaç adımda durdu.

"Lan"

Ağzından kaçan kelimeyle yüzünü bir kez daha buluşturarak sakin bir ifadeye dönüp açtığı mesafeyi kapattı.

"Yoksa sen, barayın odada gözü kulağı gibi saklayıp sakındığı kızmısın?"

Ne? sert bir yutkunuş çekerken bu soruya nasıl bir cevap vereceğimi düşündüm, doğruyu söyleyip bu adama güvenebilirdim aslında.

"Kaçırdığınız.."

Alayla konuştuğumda, yüzünde samimi ve şapşal bir gülüş belirdi.

"Çağrı, ama bana kaplan derler özür dilerim bana bu lakabı takan adamın kızını tanıyamadığım için"

Yanaklarım kızarırken bir an kendimi çok değerli hissettim, gerçekten dostlukları mükemmel olmalıydı çünkü karşımdaki adam bir anda sevecen birine dönüşmüştü.

𝐅𝐀𝐑𝐄𝐋𝐄𝐑 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin