Konuşma sesleri duyuyordum, başımın ağrısı gözlerime baskı yapıyordu.
Kimin konuştuğunu anlayamıyordum, sesler boğuktu gözlerimi hafifçe aralayarak beyaz duvarlardan aşağılara baktım.
Bu odaya alışmıştım, hafifçe doğrularak oturdum önceki günlere nazaran daha iyi olduğumu fark ettim.
Yatağın kenarına doğru sürünüp, otururken sol tarafıma baktım gitmişti.Sesler hala odaya doluyordu, aşağıdan geliyor olmalıydı.
Esneyerek doğrulmayı denediğimde başarmıştım, uzun yağlı saçlarım iki yanıma dökülürken bir elimi duvara yasladım.
Vurulan bacağımın üzerine tam basamasam da parmak uçlarımdan destek alıyordum.
Banyoya doğru yavaş adımlarla yürürken sesler kulağıma doldu kapıyı açmayı denedim ama kilitliydi."Çok özledim baray, yatağım buz gibi sensiz.."
İngilizce konuşan bir kadın sesiydi bu, cilve yapıyor gibiydi hem, benimde anlayabildiğim iki dilden birisiydi.
"Şu an duştayım istersen görüntülü ara özlemişsindir"
Barayın sesini duyduğumda, gözlerim sonuna kadar açılırken kusmak istedim.
Kapıdan destek alarak geldiğim yöne doğru dikkatle döndüm."Tanrım.. gittikçe büyüyormu o?"
Elim ayağım titrerken hemen buradan uzaklaşmayı düşünüyordum ama odanın kapısı çaldı.
"Kapatıyorum belki sonra canlı görürsün"
Konuşması bitince, adım sesleri banyo kapısının arkasına doğru geldi.
Yakalanacağım korkusuyla, geriye doğru topallayarak gitmeye başladım.
Düşe kalka giderken, arkamda ki kapı açıldı aynı hızla ona doğru döndüm."Şey ben uyandım da su? su varmı?"
Bana garip bi bakış atarken, çenesiyle bacağımı gösteriyordu ben ise onun belinden her an düşecekmiş gibi duran havluya düşme dercesine yalvaran bakışlar atıyordum.
"Günaydın tatlı topal, iyimi yaraların?"
Bana soruyu yöneltirken kapıyı açıp, küçük bi tepsi almıştı ayağıyla kapıyı kapatıp yanıma doğru gelmeye başladı.
"Benimle laubali konuşmazsan sevinirim, tatlı matlı? noluyoruz?"
Tek kaşımı kaldırırken, bu sabah aniden gelen sinirimi yok sayamıyordum ayrıca haklıydım annesi değildim kardeşi değildim hele ki yattığı kadın hiç değildim.
"Ow.. bugün bayağı gerginiz? kahvaltını yap bakalım belki geçer bu öfken."
Belindeki havlunun kenarına küçük bir havlu takmıştı, bu nasıl bir taktikti bilmiyorum ama oradan alarak saçlarını kurulamaya başladı.
"Güzel.."
Yavaş adımlarla duvardan destek alarak yatağa doğru yürüyordum.
"Yardım edeyim mi?"
Bir anlığına ona döndüm, rahatlıkla yüzüme bakıyordu ama halimede acıyor gibiydi içimdeki öfke körükleniyordu bana acımasına ihtiyacım yoktu.
"Hayır!"
Burun delikleri hafifçe açılırken, bana doğru sert bi adım attı irkilerek geriye çekildiğimde kendine gelmiş gibi diğer adımı atmaktan vazgeçti.
"Lan"
Arkasını dönerek hızla banyoya doğru yürüdüğünde, kalbimin hızla attığını fark ettim bakışları korkutucuydu bana birşey yapacağını düşünürken, bundan bir anda vazgeçmiş gibiydi.
Tepside ki suyu alarak yatağın ucuna oturdum, tek dikişte bitirirken saksağan sesleri yeniden kulağıma doldu camın önüne dikkatle yürüyüp pervazına tutundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐀𝐑𝐄𝐋𝐄𝐑 (+18)
Ficción GeneralBanka da sıradan bir gündü inci için, günler zorla geçerken her zaman ki gibi işin bitmesini hevesle bekliyor, saatler sayıyordu. Taki bir grup hırsız koskoca bir şanssızlık içerisinde onun olduğu bankayı soyana kadar. "Sansar bu kız personellerden...