dıt dıt dıt..Hep aynı sesi duyduğumu idrak etmeye başlayan beynim büyük bir sarsıntıyla kendini belli etmişti.
Duyduğum bu sesin ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Ama kulaklarıma her değdiğinde yüzümü buruşturmak zorunda kalıyordum.
Gözlerimi yavaşça açmaya çalıştım ama her çabam boşaydı, içine toz biber döküyorlarmış gibi yanıyordu.Sol tarafımda hissettiğim ince sancıyla, bir kaç dakika içerisinde nihayet gözlerimi açtım.
Kollarıma ve göğsüme doğru bağlanmış kabloları görüyordum, kafam yastıkla beraber yatakta yükseğe konmuştu.
Kaşlarım çatılırken, uyuşmuş dilimi hareketlendirip acıyan kurumuş dudaklarımı ıslattım.
Kalbimin kenarında bir sargı vardı, elimi oraya atacakken yanımda sürekli ötüyor olan makinadan farklı bir ses geldi."İnci hanım."
Odaya giren erkek hemşire, yüzüme bakarak yatağıma doğru adımlarken gözlerimi ondan çekip tam karşımdaki televizyondan saate baktım, sabah yediyi gösteriyordu.
"Göğsünüzü çok fazla zorlamayın doktorlarımız sizinle ilgilenecektir."
Ayak ucumda duran masadan bir kaç kağıt parçası alarak arkasını döndüğü gibi otomatik kapıdan dışarı çıktı.
Hastanede ne işim vardı ki benim? kafamda birden fazla düşünce ve anı aynı anda çıkmak için zorluyordu, karmaşık bir kaç anı gözümün önüne geliyordu, en son balıkçıdaydık yanımda barayda vardı."Abla.."
Sol tarafımdan gelen sesle camın arkasından bana ağlayarak el sallayan adili gördüm.
"Adil?"
Kafamı ona doğru çevirdikçe göğsüme bıçak saplanıyor gibiydi, o an tüm yapboz birleşti, iyi olduğundan emin olmak istercesine yeniden adile baktım.
"İyisin! şükürler olsun, yanıma gel!"
Güçsüzce bağırdığımda, kafasını iki yana sallayarak camın arkasında kalmaya devam etti.
"İçeri gelmem yasak, buraya bile baray abi sayesinde gelebildim"
Arka tarafındaki koridora göz ucuyla bakmaya çalışıyordum ama barayı göremiyordum.
"O nerede?"
Boğazımda bir yanma hissettim, konuştukça canım yanıyordu, adını söylemeye dilim varmıyordu hem.
Ben sevdiğim adam yüzünden kardeşimi kaybedecektim?
Kalbimde büyük bir parça buz hissederken, kardeşimin iyi olduğunu gördüğüm her an sanki tüm acılarımı unutuyor, ayağa kalkıp sarılmak için can atıyordum."Abla.. önce sen iyi ol tamam mı?"
Uyarırcasına konuşurken, ellerini yasladığı camdan çekmeden, kafasını hafifçe eğerek kollarına göz yaşlarını sildi.
"Neden buradayım? iyiydim ben en son bilmiyorum.. sol tarafımda bir ağrı var.."
Mırıldanırken duyduğu her kelimede 'biliyorum' dercesine kafa sallıyor daha çok ağlıyordu, adili ağlarken görmek tüm yaşam sevincimi kırıyordu.
"Kalp krizi geçirmişsin, öyle söylediler"
Gülmek istedim, şaşkınlıkla sargıya yeniden uzandığında hafifçe kaldırarak altındaki kenarları morarmış kabuk bağlamış dikiş izine baktım.
"Ne zamandır yatıyorum?"
Eliyle iki işareti yaptığında, miğdemin bulantısıyla geriye yaslandım, karnım gerçekten açtı ama birşey yiyebileceğimi hiç sanmıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐅𝐀𝐑𝐄𝐋𝐄𝐑 (+18)
General FictionBanka da sıradan bir gündü inci için, günler zorla geçerken her zaman ki gibi işin bitmesini hevesle bekliyor, saatler sayıyordu. Taki bir grup hırsız koskoca bir şanssızlık içerisinde onun olduğu bankayı soyana kadar. "Sansar bu kız personellerden...