19

380 21 6
                                    








"Birşeyler sayıklıyor.."

Alnına koyduğum ıslak sirkeli bezi çekerek düşen ateşiyle yanına hafifçe oturdum.

"Gelecek.."

Kim gelecekti? mırıldandığı için dikkatle kulağımı dudaklarına doğru yaklaştırdım ama kontun bana baktığını fark ettiğimde bundan caymıştım.

"Ateşi var düştüğü zaman sayıklaması kesilir.."

Kont sakin bir ses tonuyla konuşmuştu, elimdeki sirkeli bezi bir kez daha alnına bastırdım.

"Geçmişi berbat, şimdiki yaşantısıda pek iç açıcı değil ama böyle büyümek zorunda kalmış.."

Terden ıslanmış saçlarını usulca okşarken, yumuşak teller parmaklarımın arasından kayıp gidiyordu.

"Yurtta ve yuvada büyümüş hiç kimsenin normal bir hayatı olamıyor inci hanım, yinede size şunu söylemeliyimki patronun bunca yıldır yanında çalışıyorum.."

Barayı tedavi ederken oturttuğumuz sandalyenin üzerinde yarı kanlı dağınık takım elbisesiyle oturuyordu, yorgunlukla ellerini önünde birleştirdi.
Barayı ise, çürümüş duvarın dibinde eskimiş çarşaflı tekli yatağa yatırmıştık, aradan iki saat geçmişti durumunun her hangi bir değişikliğinden ötürü yanından ayrılmıyorduk.

"Kendisinin çok fazla iyilik yaptığına şahit oldum, siz ne derseniz diyin isterseniz sözlerime inanmayın."

Yorgun bir gülümseme dudaklarında peydah olmuştu, bakışlarımı baraya çevirip hala okşadığım saçlarından sakallarına doğru usulca indim.

"O gördüğü tüm kötülüklerden ve iyiliklerden alacağını alıp muhteşem bir karakter sahibi olmuş biri, kendisine ilk günden bu yana hayranım, hatta onunla çalıştığım için gurur duyuyorum."

Tıpkı benim gibi onunda barayı izlediğini biliyordum, sanki açılmadıkça içimi hüzünden çüretecek olan göz kapaklarının birini nazikçe okşayarak elimi sakallı yanaklarına indirdim.

"Evet o harika biri, ama yaptıklarını savunmaya dilim varmıyor"

Yutkundum, daha fazla konuşmak saçma olurdu zaten, baraydan çektiğim gözlerimi konta çevirdim.

"Bence artık birimizden biri dinlenmeli, ben barayın yanında beklerim"

Üzerindeki dağınık görünümle nazikçe doğrulup eline telefonu aldı.

"Patrona bakması için bir kaç kişiyi görevlendiririm, sizi eve bırakayım.."

Kafamı iki yana sallarken, telefonu tutan eline kaşlarımla işaret verirken hareketleri durdu.

"Ben ona bakarım kont, git dinlen"

Emir veren ses tonumla duruşu dikleşse dahi bakışları emin görünmüyordu, bana güvenmiyor olabilirdi çok sevdiği patronundan ne kadar çok kurtulmaya çalıştığımı iyi biliyordu sonuçta.

"Sizde çok yoruldunuz, ayrıca.."

Gözleri hafifçe üzerime kaymıştı, baktığı yere bakmak için kafamı eğdiğimde kanlı dağınık kıyafetlerimle miğdem bulandı.

"İdare ederim bugünlük, yarın sabah yeniden gelirsin ben eve gider dinlenirim"

Umutsuzca kapıya doğru bakarken, sıkılgan bir tavırla önünde ilerleyip kapıyı sonuna kadar açtım.

"Hadi, iyi geceler"

Ağır adımlarla kapıdan çıkarken üstü başı dağınık bile olsa, ceketinin önünü nazikçe ilikler gibi yaptığında gülümsedim.

𝐅𝐀𝐑𝐄𝐋𝐄𝐑 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin