Abarttığınız kadar kötü değilim, sadece biraz yorgunum"
derken, evin anahtarlarını vestiyere fırlatmıştı Michael.
"Bu yüzden buradayız Michael. Senin için en güvenilir ve huzurlu olan yerdeyiz, evindeyiz. "diyerek Michael'ın vestiyere fırlattığı anahtarı asma topuzuna yerleştirdi Melody.
Michael epeyce uzun olan holde yürüyor, yatak odasına doğru gidiyordu. Melody arkasından seslendi;
" Kahvaltı etmediğine bahse girerim. "
Kıkırdayarak mutfağa girdi. Buzdolabından, yeşillik, peynir çıkarırken içindeki neşe ve huzura teslim olmuştu. Kendini hiç olmadığı kadar huzurlu hissediyordu.
Michael, yatağına uzanmış gözlerini sımsıkı kapamıştı. Qu'nun patavatsızlığı, Paul'e düet şarkısı için söz vermiş olması, Paul'ün Melody'e olan ilgisi, Wendy'nin mektuplara ara vermesi, vücudunu ansızın basan beyaz lekeleri, kendisinin de Melody'e olan ilgisi tıpkı bir arapsaçı yumağı olmuş, gözlerimin önünde uçuşuyordu. Yatakta doğruldu. Başını ellerinin arasına aldı ve
"Bu kadar şey varken nasıl uyursun ki? " diye mırıldandı taaa ki yatak odasının kapısındaki yumuşacık sesi duyana dek,
"Şey, hımm, girebilir miyim, müsait misin acaba? "
"Lütfen" derken elleriyle dağılan saçlarını düzeltiyordu Michael.
Melody'nin elinde bir tabak ve içinde sandviç vardı. Diğer elinde ise taze sıkılmış portakal suyu.
Michael , Melody'i nazikçe odaya davet etti. Portakal suyunu işaret ederek
"Nerden biliyorsun? " dedi.
Melody meyve suyunu Michael'a uzattı ve
"Bir dergi röportajında okumuştum sanırım. "
Yüzü kızarmıştı Melody'nin. Portakal suyundan bir yudum alan Michael, kızın utanmasından hoşnut gibiydi.
"Beni sıkı takip ediyordun yani, hımm? "
Melody, Michael'ın niyetini anladı ve zırhını kuşandı. Atak yapmakta kararlıydı.
"Her dergi, gazete senden bahsederken görmemem imkansızdı." Takip konusunu savuşturmuştu.
"Zekice" dedi Michael pis bir gülüşle. İnanmadığını belli ediyor Melody'i utandırmaktan vazgeçmiyordu.
"Seni takip etmeye zamanım yoktu. Böyle bir lüksüm de... Zor bir hayat yaşadım. Okumak ve aynı anda da çalışmak zorundaydım. "
Yüzü düşmüştü Melody'nin. Gözleri yerde, mahçup bir bakıştaydı.
"Hey, hey özür dilerim. Afedersin. " Elindeki bardağı aynanın önüne koyup Melody'nin yanına doğru yürüdü. Öne eğik başını, eliyle kaldırıp,
"Seni üzmek istemedim. "
Melody başını yukarı kaldırdı. Gözlerini Michael'ın arkasındaki pencereye sabitleyerek,
"Uzun ve zor yıllardı. Diğer yaşıtlarımdan farklı bir hayatım oldu. "
Derin bir nefes aldı ve"Çıksam iyi olacak. Sen de dinlen lütfen. " dedi.
Michael, utanmıştı...
Yatağının üzerine oturdu.
"Yatıp dinlenmem ikimiz için de en iyisi olur. Gitgide Qu'ya benziyorum"
Dedi gülümseyerek.
"Battaniyeler nerede? " diye sordu Melody etrafa bakınarak...
"Sanırım, yan odadaki büyük gardropta. Evimdeki eşyaların yerini bile bilmiyorum diye homurdanıyordu yatağa uzanırken Michael.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peter PAN
Fanfiction"Siz beni görmezden geldiniz diye görünmez mi oldum? " Michael Jackson