Stüdyoya giren Michael, Qu'nun bakışlarını anında üzerinde hissetti.
"Veee starımız da geldi" diyerek yerinden kalkıp, Mj 'in yanına doğru ilerledi Qu.
"Bu halin nedir, ne oldu?"
"Yok bir şey" dedi Michael ceketini çıkarken. "Gece uyuyamadım da..."Elini, Michael ' ın omzuna atıp,
"Seni uyutmayan sebep neydi evlat?Anlatmayı denesen. Sen de rahatlasan, ben de..." dedi.
Michael' ı gülümsetmişti Qu'nun bu tavrı. Onun merakını çocuk ruhuna bağlıyordu.
"Hayrola prodüktörüm? Beni" şarkı okumaya"zorlamanızı bekliyordum.
Qu Mj'in omuzuna yumruk attı.
"Seni duyanda, ruhsuz, iş kolik biri olduğumu sanır. Amma da abarttın kokmuş"
Michael gözlerini Qu ya dikerek pis pis sırıttı.
"Qu..."
"Evet kokmuş?"
"Bugün Human Nature'yi okusam?"
"Anlaşıldıııı...Canın ne istiyorsa onu oku. Bu konuda seni sıkmak istemiyorum. Çünkü, seni tanıyorum."
"İşte benim meraklı prodükterim bee"
Michael o gün Human Nature'nin kayıtlarını bitirmişti. Tüm stüdyo dağılmış, sadece Quincy ve Michael kalmıştı stüdyoda.
"Tebrik ederim evlat, harika iş çıkardın" dedi Quincy alkış yaparak.
"Teşekkür ederim Qu. Senden bunları duyunca mutlu oluyorum.
Qu, mix aletini komple kapattı ve Mj'in yanına doğru adım atmaya başladı.
" Hadi dedi, işimiz bitti,gidebiliriz."
" Bana kahveye gelmek ister misin, Qu? Laflarız he? "
Qu'nun gözleri açıldı. Demek ki gerçekten ortada ciddi bir sorun vardı. Michael, kolay kolay kimseyi evine davet etmez, etse de "laflarız" demezdi.
"Canı epey sıkkın anlaşılan" diye düşünürken, Michael'ın sesiyle irkildi...
"Alooo, brek brek... Geliyor musun?"
"Şekersiz ve sade bir kahveye hayır demem ne mümkün?" dedi Qu. "Yanında da dost sohbeti"
Michael, biraz olsa rahatlamıştı. Quincy ile The Wiz filminin setinde tanışmışlar, bir daha da ayrılamamışlardı. Dostlukları gerçekten çok güzeldi.
"Tamam o zaman, çıkalım" dedi Qu.
"Umarım, anlatacakların da şarkı okumanda yaptığın gibi değişmez"
"Anlatacaklarım ciddi şeyler" diyerek, çekmecede duran ekipmanlarını aldı Michael.
Takma bıyığı burnunun hemen altına yerleştirdi.Nasıl göründüğünü merak ediyordu. Gözü, stüdyonun camına takıldı. VE o lekelerle bir daha yüzleştiğini farketti. İrkildi.
Quincy, arabanın anahtarlarını arıyordu. Her yere bakmıştı.
"Boşuna arama" dedi Michael.
"Yürüyerek gidelim. Hem biliyorsun, evim buraya epey yakın."
Qu, anahtarları aramayı bırakmış, Micahel'da ki garipliğin nedenini sorgulamaya başlamıştı.
"Olur" dedi bir çırpıda. Kafasındaki nedenleri düşünürken, ağzından öylesine çıkan bir sözdü bu.
Stüdyonun kapısından çıkarken, Michael'a yol veren Qu,
"Bana bak kokmuş!Umarım bu, bana kurduğun hain bir plan değildir."
Michael, kapıdan geçerken güneş gözlükleeini burnuna doğru indirip, Qu ya ani bir hareketle döndü. Kısık bir sesle Quincy 'nin gözlerinin içine bakarark:
"Çok hain hem de... Ağaçlı yolda seni öldürmeyi planlıyordum. "deyip pis pis sırıttı.
Quincy' nin göz bebekleri büyüdü.
" Ağaçlı yol mu? "Daha kestirme bir yol yok muydu?"
Michael tüm sevimliliği ile cevap verdi.
"Quincy... Seni öldüreceğimi mi düşündün gerçekten. Ciddi olamazsın!"
"Sen onu söylerken kendini görseydin, böyle konuşmazdın hain kokmuş! Hadi kıkırdamayı bırak. Yoksa kardan adamla kahve içmek zorunda kalacaksın. Buuuzzzz gibi hava".
Ağaçlı yolda yürürlerken, Michael'ın aklına bir çok hain plan gelsede(Quincy 'yi korkutmaya dair"hiç birini uygulamaya koyulmadı. Bu adamın saflığı, kendine inanmasını ve onu ne kadar iyi anladığını anımsadı. Elleri cebinde yürüyen Qu ise, sessizliğe noktayı koydu.
"Geçen gün, bana, hayran mektuplarından etkilendiğinden bahsetmiştin. Sahi, neydi o mesele? "
Mj, kabanının yakasını kaldırdı. Epey üşüyordu. Quincy 'nin sorusunu geçiştirmeye çalıştı.
"Epey soğuk gerçekten"
Quincy, Michael' ın soğuktan mı, yoksa utandığından mı kızardığını çözemedi. "Neden böyle acaba? Neden bu kadar içine kapanık?
" Hava soğukta, sen daha da soğuklaştırma ortamı diyerek göz kırptı Michael'a.
"Qu, annem beni kusursuz bir Yehova şahidi olarak yetiştirdi. Bu tarz konuları konuşmak bize biraz şeeey..." Utangaç gülümsemesiyle Qu'nun gözüne bakarark dile getirmişti bunları.
"İnan bana bende meraktan ölüyordum zaten, Michael Jackson'nın hayranlarından hangisi, nasıl etkiledi onu diye... Amaaan amaan"
Michael durdu. "Etkilendiğim kız Qu,..."
"Evet etkilendiğin kız Michael?"
"Qu, beni etkileyen hayranımın adı"
"Evlat ötsene hadi ama ya, sarışın mı, yoksa ateşli bir siyahi mi? Adı Rose mu, yoksa Jane mi? Evettt haaaadiiii ama"
Michael kahkayı patlattı.
"Gerçekten hiç meraklı değilmişsin. Özellikle, Michael Jackson'nın hayatı seni hiç ilgilendirmiyormuş puha haha hahaha evet evet, gördüm puhahah puhaha"
"HAİN KOKMUŞ, LANET OLSUN, TUZAĞA DÜŞÜRMÜŞSÜN BENİ!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peter PAN
Fanfiction"Siz beni görmezden geldiniz diye görünmez mi oldum? " Michael Jackson