10

1.4K 68 3
                                    

Gelen telefon ile Selma telefonunu almak için mutfağa ilerledi.

Alparslan artık 11 yaşındaydı. Asena ise 9  artık Asena Alparslanı aramıyordu. Yeni hayatına bakıyordu. Alparslan ise her gün Asena arar diye telefon başında bekliyordu. Aklından çıkmıyordu Asena.

Alparslan heycanla hızla mutfağa koştu. Asena arar umuduyla koşmuştu.

Hemen annesinin elindeki telefonu aldı ve görüntülü aramayı açtı. Arıyan Asena değildi. Karşı komşu Meryem ablaydı.

Meryem abla
"Oğluşum ne yapıyorsun."  Dediğinde Aalparslan hiç birşey demeden telefonu annesine uzattı ve hızla odasına ilerledi.

Aklında iki soru vardı. Asena aramaları neden açmıyordu ve neden ziyarete hiç gelmiyordu?

Cevabını kendi bulmuştu. Asena konuşmak istrmiyordu artık sırık ile.

Sırık gece gündüz ağladı. Ama hiç birşey Asenaya olan özlemini gidermedi. Yeni arkadaşlar edinmek, kurslara gidip kafa dağıtmak, dersler. Hiç birşey Asenayı unutturmuyordu sırığa.

Büyüdükçe artık Asenaya olan özlemi azalıyordu. Unutuyor muydu? Hayır. Ama aklına gelmiyordu artık çok.

"Hazırım. Yapabilirim. Başarabilirim!" Dedim kendi kendime konuşarak.

Nerdeyse 2 dakika sonra komiser buraya gelicekti. Bende ona hediyedini vericektim.

"Selam doktor." Diye bir ses geldiğinde arkamı döndüm. Komiser gelmişti. Üstünde polis kıyafeti vardı. Gerçejten çok sexi duruyordu. Kasları kıyafetinden dolayı belli oluyordu.

"Selam." Dedim titreyen sesim ile. Ne zaman stres olsam veya korksam sesim titrerdi.

"Nasıl gidiyor?"

"Güzel gidiyor. Senin?"

"Benimde güzel gidiyor. Kafeye geçelim mi?"

"Olur." Dediğimde birlikte kafeye doğru ilerledik.

"Acil birşey dedin geldim. Ne oldu? Kötü birşey yok umarım."

"Hayır... kötü birşey değil."

"Ne o zaman?"

"Birşeyler içelim sonra konuşalım olur mu?" Dediğimde başı ile onayladı.

"Olur. Nasıl istersen." Dediğinde gülümsedim. Gelen garsona siparişleri verdikten sonra muhabbet etmeye başladık.

Bir süre sonra kafeden kalktık. Evin önüne geldiğimizde meraktan elimdeki kutuyu sordu;

"O elindeki ne?" Diye sordu elimdeki büyük kutuya bakarak.

"Bu sana hediyem Alparslan." dedim elimdeki kutuyu küçüklüğüme uzatarak.

"Ne hediyesi doktor?"

"Söz verdiğim gibi. Eğer asker veya polis olursan sana kumandalı araba alıcağımı söylemiştim sırık." dediğimde Alparslan'ın elimden birkaç saniye önce aldığı kutu yeri boyladı.

Ağzından zar zor duyabiliceğim bir şekilde fısıldadı.
"Bücürük?"

Doktor ve KomiserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin