27

626 25 10
                                    

"Ne! Doktor şakanın sırası değil. Yani imkansız. Kendime çok dikkat eden biriyim ben."

"Daha kesin birşey yok. O yüzden tomografi istiyorum. Sakin ol tamam mı? Kötü düşünme. Bir anlık hareket etmenden dolayı da olabilir. Tomografi çekince herşey belli olucak. Sadece moralini bozma."

"Tamam..."

&&

"Tomografi ne zaman sonuçlanıcak doktor?"

"On gün içerisinde çıkıcak."

"Sence kanser miyim?"

"Kesin birşey söyliyemem. Evet diyemem veya hayır diyemem ama bir çok belirti var..."

"İyileşir miyim?"

"Emin ol iyileştirmek için elimden gelen herşeyi yaparım." Dediğimde burukça gülümsedi.

"Neyse kapıyalım bu konuyu. "

"Bencede... ee sen nerde yaşıyorsun?"

"Karahan mahallesinde."

"Karahan mahallesi mi?" Aymı uerde yaşıyorduk.

"Evet. Seninle tanıştığım gün daha yeni taşınmıştım."

"Aynı mahallede yaşıyoruz."

"Gerçekten mi?"

"Evet." Dedim gülümsiyerek.

"Üst katıma erkek grubu var. Tam delirmelik. Bir türlü susmuyorlar. Son ses şarkı açıyorlar deliriyorum iyice."

"Zor olmalı." Dedim gülerek.

"Oldukça."

"Birşey sorucam askeri lojmanda niye kalmıyorsun ki?"

"Lojmanda kalmayı sevmiyorum. Küçüklükten beri de sevmem."

"Küçüklükten beri derken?"

"Babam asker. O zamanlar lojmanda kalırdık. Tabii ben büyüyünce üni falan ayrı eve taşındım."

"Benimde babam askerdi."

"Bir çok ortak yönümüz var doktor."

"Evet. Şimdi gitmem gerekiyor. Maalum öğle aram bitti."

"Tanıştığıma memnun oldum tekrardan. Sana ulaşabiliceğim biryer var mı?"

"Instagram hesabımı verebilirim."

"Olur." Dediğinde telefonu cebinden çıkarıp birşeyler yaptı ve bana uzattı.

Telefonu alıp instagram hesanımı yazdım ve istek attım. Geri uzattım.

"Teşekkür ederim." Dediğinde gülümsedim.

"Görüşürüz."

"Görüşürüz." Dedi ve ordan uzaklaştım.

&&

Kapıyı 5. Çalışımdı ama açan kimse olmamıştı.

Telefonumu cebimden çıkartıp Alparslanı aradım.

"Alo."

"Alo. Efendim Asena?"

"Alparslan eve geldim. Siz nerdesiniz? 5. Çalışım kapıyı."

"Söylemeyi unuttum. Oyun parkına götürdüm Ayberki. Anahtar ile açarsın kapıyı. Geliyorum Ayberk! Kapamam lazım gelince görüşürüz güzelim."

"Ama anah-" biiip. Kapandı.

"Anahtarım yok." Dedim kendi kendime cümlemi tamamliyarak. Birkaç kere daha aradım Alparslanı ama açmadı.

En iyisi Duyguyu aramaktı.

Bir sürü kere çaldırmama rağmen kimse açmamıştı.

Arkamdan gelen ses ile yavaşça arkamı döndüm.

Kocaman bir köpek...

"Hayır hayır hayırrr." Diye fısıldadım.

"Yaklaşma, uzaklaş, hoşt!" Dedim.

Daha çok yaklaşmaya başladı. Tam o sırada yan binaya doğru birkac kişi ilerledi..

"Bu böyle yazınca bende sinirlendim." Dedi biri.

"Ya git hayvan!" Dediğimde yeni Emre olduğunu fark ettiğim kişi ve birkaç erkek bana baktı. Geçen Alparslan hasta olduğunda evine gittiğim zaman kapıyı açan o poliste ordaydı.

"Asena!" Dedi Emre.

"Emre çabuk yardım et!" Dediğimd ehızla bana doğru gelip köpeği kovaladı.

Derin nefesler alıp verdim. Köpek korkum bambaşka bir boyuttu.

"Ne dikiliyorsun kapıda girsene içeri."

"Girebilsem giricem zaten! Anahtarım yok."

"Alparslanı arasaydın." Dedi biri.

"Evde değil. Aradım ama işi varmış."

"Sen ne yapıcaksın? Donmuşsun kızım." Dedi montunu çıkartıp bana verirken.

"Bilmiyorum. Duyguyu aradım ama açmadı."

"Bize gel."

"Size mi?" Dedim arkadaki erkek sürüsüne bakarak.

"Evet."

"Yok ben beklerim burda."

"Asena bir köpek daha görsen kalpten gidersin saçmalama."

"Emre bir sürü erkek var ya rahatsız olurum. Hem sizi de rahatsız etmiyim boşver." Dedim sadece Emrenin duyabileceği şekilde fısıldıyarak.

Emre arkasına baktı ve bana döndü.

"Haklısın... kafeye gidelim mi?"

"Olur." Dedim gülümsiyerek.

"Beyler siz eve geçin. Biz kafeye geçiyoruz."

"Bu soğukta ne yapıcaksınız oğlum? Gelin evde oturalım işte." Dedi kapıyı açan.

"Yok. Gerek yok. Birkaç işimiz var zaten."

"Oğlum sizene nereye giderlerse giderler." Dedi daha önce görmediğim çocuk.

"Al sen bu montu. Senin mont Asenada üşümeyin." Dedi ve bir tanesi montu çıkarıp Emreye uzattı.

"Sağol kardeşim. Hadi görüşürüz." Dedi hepsine.

"Görüşürüz." Dedi hepsi. Ben ise sadece el salladım.

"Gel gidelim."

"Tamam..."

"Arabayla gidelim mi?"

"Olur." Dedim ve arabaya doğru ilerledik.

Emre şoför koltuğuna oturdu. Ben ise sağ koltuğa geçtim.

"Niye söylemedin?"

"Neyi?"

"Dışarda kaldığını. Hasta olucaksın Asena. Bağışıklığın çok hassas sende biliyorsun bunu."

"Birşey olmaz bana! Turp gibiyim ben ayol."

"Ayol..." dedi ve güldü.

"Duygudan bulaştı." Dedim bende gülerek.

"Alparslanın ne işi varmış?"

"Ayberki oyun parkına götürmüş. Lafımı tamamlayamadan kapadı zaten."

"Anladım... bu arada Ayberk kim?" Dediğinde Ayberkin kim olduğunu kısaca özetledim.

"Bir ara tanıştır beni Ayberkle. Çok merak  ettim sana bu kadar tatlı gelen çocuğu." Dediğinde güldüm.

Sonunda kafenin önünde durmuştuk.

Arabadan indik ve kafeye doğru ilerlemeye başladık. Gözüme çarpan şey ile duraksadım.

Alparslan, bir tane genç kız ve Ayberk arabaya biniyordu.

Doktor ve KomiserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin