12

1.4K 59 7
                                    

Emre?"

"Kankimm."  Dedi Emre bana sarılarak.

Alparslan
"Hop hop hop! Ne yapıyorsun oğlum ayrıl." Dediğinde Emre benden ayrıldı.

"Sen kimsin birader?" Diye sordu Emre.

"Asıl sen kimsin?"

"Arkadaşıyım."

Alparslan
"Ben de arkadaşıyım." Dediğinde Emre elini uzattı.

"Allah kolaylık versin. Emre ben." Dediğinde Alparslan ne kadar istemesede elini sıktı.

"Alparslan."

"Lan sen şu! Hass. Oğlum bir dakika. Şu küçüklükteki o şey o çocuk o lojmandaki babanın arkadaşının çocuğu olan o abin gibi olan değil misin sen?"

"Abi?" Diye sordu Alparslan.

"Evet Emre. Alparslan o kişi. Hayırdır sne niye geldin?"

"Dedim ki canım biricik mükemmel kankamı bir göriyim."

"Ne oldu?"

"Evden atıldım."

"Eee?" Diye sordu Alparslan ters ters.

"Eee si şu; bir süre burda kalmam gerekicek."

"Hayır!" Dedi direkt Alparslan.

"Sokakta mı kaliyim yani?"

"Gel sen benimle."

"Alparslan bir dur! Ne kalması oğlum?"

"Ya ben ev ayarlicam ona. Hatta buldum bile." Diyen Alparslana ters ters baktım.

"Ciddi misin?" Diye sordu Emre.

"Evet. Gel götüriyim."

"Alparslan." Dediğimde bana döndü.

"Merak etme birşey yok." Dediğinde başım ile onayladım.

Birkaç dakika sonra Alparslab eve geldi.

"Ne oldu?" Diye sorduğumda gülümsedi.

"Ev buldum."

"Nerde? Neresi? Bu kadar çabuk nasıl bir yer buldun?"

"Benim evim."

"Ne!? Alparslan saçmalama sen enrde kalıcaksın?"

"Senin evinde." Dediğinde alayla güldüm.
Daha sonra Alparslanın dalga geçmediğini anladığımda yavaşça gülüşüm soldu.

"Şaka yapıyorsun değil mi?"

"Ciddiyim. Ne o? O zımbırtının mı evinde kalmasını isterdin."

"Hayır da ne biliyim şimdi."

"İyi sokakta kalırım."

"Tamam tamam. Kalabilirsin."

"Sağol." Dedi eve girerken.

Elimi göğüsüne uzatım durmasını sağladım.
"Ama önce dur!"

"Ne oldu?" Diye sorduğunda gülümsedim.

"Yalvarırsan kalabilirsin."

"Hiç değişmemişsin." Dediğinde göz devirdim.

"Hoç doğoşmomoşson."

"Çirkin."

"Pislik!"

"Bunu sümüklerini kazağıma silen sen mi söylüyorsun?"

"Küçüktük daha!"

"Olabilir."

"Git! Kalma benimle aynı evde. Ben ilk dakikadan deliririm!"

"birşey olmaz delirmezsin." Dediğinde göz devirdim.

Bir süre oturup muhabbet ettikten sonra  uykumuz geldiği için ikimizde yatıp uyuduk.

Telefonumun 2. Çalışıydı. Sessize aldım ve tekrardan cebime koyup hasta ile ilgilendim.

"Evet efendim. Hiç bir şeyiniz yok. Turp gibisiniz çok sağlıklısınız."

"Yav var diyurum!"

"Bakın beyefendi gerçekten söylüyorum hic birşeyiniz yok. Röntgende çekildi kontroller de yapıldı. Hiç birşeyiniz yok."

"O zaman söyle gari kocamın başım neden ağriyi?"

"Güneş geçmiş olabilir, bazen başın ağrıması için illa ciddi bir hastalık olmasına gerek yok. Havalar sıcak, güneşli. Çok bahçede, dışarda durduysa güneş geçtiği için ağrır."

"Ben güneşte durmiyurum!"

"Yalan atma! Hödük! Duktur hanum günün 10 saati dışardadur bu hödük." Diyen kadına kıkırdadım.

"Anlıyorum."

"İyi günler duktur hanum" duktur...

"İyi günler efendim. Geçmiş olsun." Dediğimde çift odadan çıktı.

Telefonumu sessizden çıkarıp arayan kişiye baktım.

Annem arıyordu.

"Alo. Efendim anne?"

"Kız niye açmıyorsun aramamı?!"

"Anne çalışıyorum ya. Nasıl açiyim?"

"Ne biliyim kızım."

"Ne oldu sen niye aradın?"

"Kapıyı bir çocuk açtı! Evde erkek var Asena! Erkek kim? O çocuk kim. Hırsız mı o!"

'Ne?"

"He! Evde boylu poslu yakışıklı ama çok iri bir çocuk var! Bu erkek kim Asena!?" Alparslandan bahsediyordu...

Doktor ve KomiserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin