14

1.2K 51 15
                                    

Alparslanın dediği şey üzere hiç birşey diyemeden öylece baktım yüzüne.

Alparslan yavaşça bana yaklaştığında tepkisizdim. Tek fark ettiğim şey kalbimin... kalplerimizin çok hızlı attığıydı.

Alparslan tereddütle öylece durdu. Ben ise daha fazla dayanamayıp ben öpmeye başladım.

Alparslan ilk başta karşılık vermesede çok bekletmeden karşılık vermeye başlamıştı. Kontrol benim.elimden akıp onun eline geçtiğinde sadece dudaklarımı hareket ettirdim. Yatak başlığına yaslandığımda yavaşça üstüme çıktı.

Öpüşmemiz daha şehvetli bir hal almaya başladığında elleri kalçama doğru gitti ama dokunmadan hemen ellerini geri çekip benden ayrıldı.

"Yaptığımız şey doğru değildi." Dedi ve hızla yataktan kalkıp odadan çıktı.

Ben ise arkadasından öylece kalakalmıştım. Öptüktne hemen sonra pişman olmuştu.

İstemsizce gözlerim dolmuştu. Alparslanı sevdiğimi fark ediyordum. Ama kendimi sevdiğime inandırmak istemiyordum. Sevdiğim herkes giderdi. O yüzden sevgi gösteremezdim kimseye. Kimi sevdiysem öldü. En yakın arkadaşım, babam, amcam, dedem, anneannem, teyzem, dayım. Hepsi ölmüştü...

O yüzden Alparslanı sevemezdim. Bu ölümlerin hepsinden kendimi suçluyordum. Belki de benle ilgisi yoktu ama istemsizce hep kendimi suçluyordum.

Yataktan kalktım ve dolaba doğru ilerledim günlüğümü dolabımdan çıkarttım ve bir sayfa açtım. Günlük yazmayı severdim. Küçüklüğümden beri kullandığım günlüktü bu. Babam almıştı. Her gün yazmasamda arada bir yazardım günlüğüme.

Belki çoğ kişiye çocukla geliyordur ama beni kesinlikle rahatlatıyordu.

23 Ocak 2024

Sevgili günlük...

Sanırım çocukluk arkadaşım tarafından reddedildim. İlkimi onunla harcadığım için pişmanım. Ben en azından daha sonra pişman oldum. O öper öpmez pişman oldu ve kaçtı.

Çok üzüldüğümü söyliyemem ama üzülmediğimi de söyliyemem. Sanırım Alparslana aşık oluyorum. Ne kadar doğru ne kadar yanlış bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey artık Alparslanı bırakmak hiç istemiyorum.

Sanırım yanlış kişiye aşık oluyorum. Ama hayat böyle değil midir? Yanlış olduğunu bile bile yaparsın bazı şeyleri. Bende yanlış olduğunu bile bile sevicem Alparslanı. İlk aşkım Hakan değildi Alparslandı. Sadece tepkileri ve kıskanması hoşuma gittiği için Alparslana Hakanı sevdiğimi söylüyordum.

Neyse. Başka bir zaman görüşürüz:)

Yazdım ve günlüğü tekrardan dolabın en tepesine kaldırdım.

Kapı bir anda açıldığında ne olduğunu anlayamamıştım. Hızla arkamı döndüğümde annemi gördüm.

"Ne oldu?" Diye sorduğumda annem bana ters ters baktı.

"Ne yaptında çocuğu kaçırdın acaba?"

"Birşey yaomadım anne. İşi çıktı gitti işte."

"Şaka yapıyorum zaten güzeller güzelim benim."

"Az önce içerde gösterdiğim tepki için özür dilerim. Sinirlendim ya kendimi kontrol edemedim."

"Sorun yok kızım haklıydın. Bazen fazla abartıyorum." Dediğinde anneme doğru ilerleyip sarıldım.

"Oyy duygusal kızımm annesine de kıyamaz." Diye saçımı okşadı annem benim.

"Ben markete gidiyim bi."

"Tamam. Gelirken yoğurt al olur mu kızçem."

"Olur annemm." Dediğimde gülümsedi. Kartımı aldım üstüme mont geçirdim  ve evden çıktım. Kış ayının ortasında olduğumuz için hava erken kararıyordu.

Market evin 5 veya 10 dakikalık mesafe uzağındaydı.

Kulaklıklarımı kulağıma taktım ve markete doğru yürümeye başladım.

Bir anda içim ürperdiğinde arkama bakmam gerektiğini düşündüm. Arkama baktığımda 1.80 boylarında sipsiyah giyinmiş biri ellerini ceplerine koymuş arkamdan geliyordu. Tırsmadım değildi ama hemen paniklemek istemiyordum. Belki o da markete gidiyor veya başka yere gidiyor diye kendimi avutmaya çalıştım ve adımlarımı daha da hızlandırdım.

Ben hızlandıkça arkamdaki kişi de hızlanıyordu. Marketin önüne geldiğimde derin nefesler alıp verdim ve hızla içeri girdim. Marketten yoğurt çikolata gibi şeyler aldım. Reyonlarda azcık oyalandıktan sonra çalan telefonum ile telefonumu açtım. Annem arıyordu.

"Alo. Kızım nerde kaldın?" Sanırık azıcıj dediğim nerdeyse bir 20 dakikaydı.

"Marketteyim anne."

"Tamam çabuk gel eve. Dikkatli ol. Birşey olursa hemem ara beni. İçinde bir sıkıntı olursa da ara."

"Ne diyorsun anne?"

"Kızım haberlerde gördüm şimdi. Tacizci bir adam hapisaneden çıkmış. Bizim mahallelerde yaşıyormuş. Dikkat et kızım olur mu?" Dediğinde ellerim titremeye başladı.

"T-tamam anne. Seni seviyorum. Görüşürüz."

"Görüşürüz kızım." Dediğinde telefonu kapattım ve cebime attım.

Gerçekten fazlası ole korkuyordum şuan. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Ya beni takip eden kişi o adamsa.

"Hanım efendi kapatıyoruz!" Diye bir ses geldiğinde hemen kasaya doğru ilerledim ve aldıklarımı ödiyip hızla marketten çıktım. Biraz yürükten sonra arkamda duyduğum çıtırtı ile arkamı döndüm. Yine o adam arkamdaydı. Ellerim daha çok titriyordu. Nerdeyse poşeti düşürücek kadar titriyordu. İçimden dualar okumaya başlamıştım. Şimdi ne olucaktı? Taciz mi edilicektim? Tecavüz mü edilicektim? Tecavüz ettikten sonra beni öldürücek miydi? Kafamda böyle senaryolar geçerken adım seslerinin daha çok yaklaştığını duydum.

Telefonu çıkarttım ve Alparslanı aradım.

Nerdeyse 3 kere aradım ama kimse telefonu açmadı. Omzumda hissettiğim el ile dünya birkaç saniyeliğine durmuştu benim için. Kalbimde öyle...

Doktor ve KomiserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin