23. Bölüm

828 201 11
                                    



"Eve iş mi götürüyorsun?" Kuzen olan Nergis ile Lale çıkarken onun elindeki dosyaları görüp şaşırdılar. Nergis dayanamayıp sormuştu.

"Evet, hafta sonu evde çalışacağım. Çok fazla evrak işi var." Aslında acelesi olan işler değildi. Sadece iş yapması gerekiyordu. Teoman'ın evinde kalma ihtimaline karşılık hazırlık yapmıştı.

"Bu akşam yine bir yerlere mi gidiyorsun?" Bu da Lale idi. Öğlen kuaföre gitmişti. Saçındaki minik çiçekleri görünce hepsi beğenmişti. Gülümseyerek yanıtladı. "Evet, düğüne."

Kiminle gittiğini onlar sormadı, o da söylemedi. En geç iki gün içinde her gazetede yazacaktı nasılsa! Bir iki sormuşlar, babasının eski patronu olduğunu, eşi öldüğü için bazı davetlere birlikte gittiklerini söylemişti. Hepsi doğru olsa da dedikodu yapıldığını tahmin ediyordu. İsteyen istediğini düşünüp konuşsun, sonra her şeyi anlarlar diyor, umursamıyordu. Umursamıyor muydu? O zaman neden adını hiç söylemiyordu? Çünkü adını öğrendikleri an hepsinin internetten araştıracağını ve bir şekilde kendisi ile ilgili bilgilere ulaşacaklarını biliyordu. Tahmin etseler çoktan Azra'nın adını aratır, geçmiş haberlerin hepsine ulaşırlardı. Tahmin etmemelerine şükran duyuyordu. Bir gün tüm bunlardan kurtulacak mıydı? Kendi elindeydi. Gözlerini, kulaklarını açacak, gereken bilgileri edinecekti.

Akşam gidilecek davete Teoman'ın evinde hazırlanıp gidecekti. O yüzden taksi ile eve gitmişti. Kapıdaki güvenliklerden birine işaret edip taksinin bagajındaki çantaları diğer arabanın bagajına koymasını istemişti. Genç adamın koşar adım gelmesi oradaki itibarını gösteriyordu. Taksi parasını da ödemeye kalkmıştı.

"Hayır, sen sadece bagajdakileri taşı arabaya."

"Yine çalışacak mısınız? Eve bırakayım isterseniz."

"Burada kalmayacağım. O yüzden bagaja koy, lütfen." Küçük bir çanta vardı elinde. Onu açıp içindekileri görmelerini sağladı. Sadece bir ayakkabı ve çanta vardı. Çantayı açıp baktılar. Boş olduğunu görünce geri koyup bu kez de omuz çantasını aldılar. Azra, cebinden telefonunu çıkartıp verdi. Çok rahat hareket etmesi, bunlara karşı koymaması ve kontrol cihazı ile vücudunun taranması artık olağan tedbirlerdi.

"Tamam mı?"

"Tamam, Azra Hanım. Buyurun."

Teoman, kapının sesi ile hemen odadan çıktı. Azra'yı görünce gülümsedi. "Hoş geldin. Saçın çok güzel olmuş." Aslında basit bir örgü yapılmıştı. Fakat üstüne takılmış minik çiçeklerle çok şık olmuştu. Ucundaki kurdele de elbisesi ile aynı renkti.

"Teşekkür ederim. Hemen çıkıyor muyuz?"

"Üstünü değiştirince çıkarız."

"Arabayı iyi ısıtsınlar, çorapsız giyeceğim ayakkabıyı. Tamamen açık, üşütmek istemiyorum, çok işim var."

"Merak etme, biz gidene kadar ısınır."

Azra, kendisine tahsis edilmiş odaya gidip sakin sakin üstünü değiştirdi. Hiç acele etmiyor, yapacağı şeyleri sessizce planlıyordu. Makyajını son kez kontrol etti. Hazırdı!

Düğün, sürpriz şekilde eğlendirmişti Azra'yı. Ta ki Çınar gelene kadar. O gelince özleminin ne kadar büyük olduğunu hissetmek, bunu ve bakışlarını herkesten saklamak çok zor olmuştu. Çınar, onu görecek şekilde oturmuş, ara ara bakışları karşılaşmış ama bu anlar bir saniyenin üstüne çıkmamıştı. İkisi de yakalanmamak için çok çaba harcıyordu. Yemeklerden sonra bir iki dans müziği çalmış, Teoman ona dans etmeyi teklif etmiş, Azra üçüncü şarkı çalarken mesafeli şekilde dans etmeyi kabul etmişti. Kesinlikle yakınlaşmasına izin vermiyordu. Etrafındakilerin haklarında konuşmaya başlaması kaçınılmazdı. Magazin bu düğünden sonra mutlaka onları yazacaktı. Önceki davetlerde izin vermeyen kimsenin fotoğrafı basılmazken bu düğünün her yerde yayınlanacağı belliydi. Artık şirketteki konumu değişecekti. Bazen kendi anlatmadığı için pişman oluyordu. Bugün bile düşünmüştü anlatmayı. Böyle öğrenmeleri nasıl etki edecek merakla bekliyordu.

AZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin