28. Bölüm

641 145 16
                                        


"Dosyayı yeniden açalım mı?"

"Henüz değil." Çınar, düşünceliydi. Azra'dan haber gelmeden dosyayı işleme koymayacaktı. Bu arada yeni belgeler toplanıyor, her attıkları adım yeni bir bilgiye götürüyordu. Çok büyük çapta bir iş olacaktı. Hepsini aynı anda harekete geçireceği için son ana kadar bekleyecekti.

"Uyuşturucu imalatçısının atölyesini basma işini de bekletiyoruz o zaman!"

"Gözünüz üstünde olsun, kaçmasın, yerini değiştirmesin."

"Çiçekçinin tüm siparişleri teknik takipte."

"Teknik takip? Başladı mı?" Teknik takibin bu durumda sivil bir hacker olması ironiydi. İçeriden kimseye güvensizlik duymak istemese de şu an bu riski alamayacaklarını çok iyi biliyordu. Gülümserken fısıltıyla, "Hızlı olmalıyız. Kaçacak delik bulamasınlar."

"Kaçırmayız, içiniz rahat olsun. Epey ünlünün başı ağrıyacak."

"Keyifle ağrıtacağız. Ünlüler, ünsüzler epey üzülecek."

"Gümrüktekileri de izlemeye devam ediyoruz."

"Depolarını da izlemeye alalım. Gümrük kayıtlarındaki tırların çıkış yaptığı depolar yeterli şimdilik."

"Tamam. Yazışmaları yaparım."

"Ne kadar az kişi bilirse..."

"...O kadar iyi olur. Biliyorum. Merak etmeyin, bizim çocuklar biraz yorulacak ama bu dosya kapandığında hepsi mutlu olacak." Halil yıllardır bu konuda konuştuğu ama ağzının sıkı olduğu elemanları da dosyaya dahil etmişti. Kendi aralarında bile minimum konuşma ile işlerini görüyorlardı. Asla üç kişi aynı anda bir araya gelip bağlantılı gözükmüyordu. Kimin yerin kulağı olduğunu bilemedikleri için tedbirleri artırmışlardı.

Çınar, arkasına yaslandı. "Büyük iş olacak. Aylarca, hatta yıllarca konuşulacak biliyorsun. Çünkü destek verenlerin de adları deşifre olacak ve politik kariyerlerini bitireceğiz. Çok düşmanımız olacak."

"Biz onları rezil kepaze edelim de onlar bize düşman olsun. Hepsi ya hapse girecek ya da kaçacak. Tek sıkıntım, dokunulmazlıkları olanlara bir şey yapamayacak olmamız."

"Merak etme, dokunmuş olacağız!" Çınar keyifle gülümsüyordu.

Odasında tek kaldığında dosyayı kapattı. Kasaya kilitledikten sonra yeniden koltuğuna oturdu ve son durumu düşünüp, sonraki adımın ne olacağına karar vermeye çalıştı.

Azra'nın Teoman ile evlenecek olması sinirlerini bozuyordu. Bildiği halde öyle birinin karısı olacağını düşünmek çivili koltukta oturmak gibiydi. Canı yanıyordu.

Azra'ya güveniyordu. Bir şekilde çözeceğini biliyordu. Yine de atacağı adımlar korkutuyordu. Başını derde sokması, canının yanma ihtimali moralini bozuyordu.

Son yaptıkları konuşmanın kaydını izlemişti. Adamı işlerinde aynı derecede yetkili olmak için ikna etmeye çabalıyordu. Bunu başarması halinde çok şey çözülecekti. Bu uzak ihtimaldi ama belki bir iki yetki kopartabilirdi. "Gücünün büyüklüğünü bilen bir adama, ben de güçlü olmak istiyorum, senin kadar güçlü olmak istiyorum, dediğinde hedefi on ikiden vurdu." diye kendi kendine söylendi. Önemli olan adamın o adımı atmaya ikna olmasıydı.

Çok özlediği ve göremediği için hırçınlaştığını biliyordu. Son günlerde ikisi de yoğundu. Zaten tehlikeye atmamak için görüşmemeleri en doğrusuydu. Yine de özlemi büyüdükçe kıskançlığı da büyüyordu.

AZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin