29. Bölüm Final

665 156 90
                                    

Azra, diğer cep telefonu çaldığında duştan yeni çıkmıştı. Arayan Teoman'dı.

"Erken çıkmışsın. Neden buraya gelmedin?"

"Eve gelip dinlenmek istedim. Ne oldu, neden aradın?"

"Yarım saat sonra seni alacağım, bir yere gitmemiz lazım."

"Nereye?"

"Soru sorma, gidince görürsün."

"Sesinde mutlu bir tını mı seziyorum?"

"Çok keskin kulakların var. Hadi hazırlan, sonra da provaya bırakırım seni."

Son cümle aslında içini rahatlatmıştı. Bir şeyler öğrendiğini sanıp tedirgin olmuştu.

On dakika sonra hazır bekliyordu. Araba gelip korna çaldığında çantasını alıp çıktı. Limuzinle gelmemiş olmasına şaşırmıştı. Her yere o koca araba ile gitmesi çok komikti. Neyse ki bu kez normal ebatlara sahip bir cip ile gelmişti. Tüm arabaları gibi bunun da kurşun geçirmez olduğuna emindi.

Arka koltuğa, Teoman'ın yanına oturduğunda şoför ile aralarında cam olmadığı için konuşmalarına dikkat edeceklerini anladı.

"Nereye gidiyoruz?"

"Önce bir avukat arkadaşıma gidiyoruz."

"Neden?"

"Bazı kağıtlar var imzalamamız gereken."

"Hiçbir şey imzalamam."

"Niye imzalamazsın?"

"Bak, benim borç morç senedi gibi şeyler imzalayacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. Ben senden de bir şey istemiyorum. Evlilik sözleşmesi falan diyeceksen onu da istemiyorum."

"Bana güvenebileceğini ispatlamamı istemiyor muydun?"

"İstiyorum. Bunu öyle sözleşme ile falan yapacağını sanıyorsan yanılıyorsun. Bana üç kuruş vereceğini belirten bir kâğıt parçası ile sana güveneceğim öyle mi?"

"Üç kuruş dediğin milyonlarca dolar olursa fikrin değişir mi?"

Azra, derin bir nefes aldı. Sonra hafif yan dönüp Teoman'ın gözlerinin içine baktı. "Ben para istemediğimi söylemedim mi? Bu miktara göre değişmez. Ben güç istiyorum. Senin kadar sözüm geçsin istiyorum. O akşamki gibi birilerinin benim geçmişimi kullanmasını istemiyorum. Bunu yapan kişiye aynen senin dediğin gibi, 'ihalede görüşürüz' diyebilmek istiyorum. İhale sözün gelişi tabii. Ayrıca senin karşında el pençe divan duran tüm o bürokratların, hatta milletvekillerin benim karşımda da aynı şekilde durmasını istiyorum. Tüm malını üstüme yapsan da fark etmez, ben bu gücü istiyorum."

"Bu ancak her şeyde benim ortağım olursan olur."

"Biliyorum. Sen de bunu bildiğimi biliyorsun. Bak Teoman, nikahta imzayı atmadan senin karın olmuyorum. O imzayı atmak da istemiyorum."

"Gelinlik provan var."

"Ne olmuş? Parasını sen veriyorsun. Ben provasını yaparım, sen parasını ödersin ve gelinlik çöpe gider. Sorun mu?"

"İnat edeceksin yani?"

"Beni ayakta tutan inadım."

"Farkındayım. Geldik. İmzalanacak evrakları okuduğunda mutlu olacağını düşünüyorum." Azra da bunu umuyordu. Sakince indi cipten.

Avukatın bürosu görgüsüzlüğün timsali gibiydi. O kadar abartılı mobilyalar ve biblolar vardı ki, Azra midesinin bulandığını hissetti. Avukat ikisini kapıda karşılamış, eli düğmesinin üstünde hafif beli bükük şekilde önden koltuklarını gösterir şekilde yürüyordu. Sekreteri de en az patronu kadar ezilip büzülerek daha yerlerine oturmadan ne içeceklerini sormuştu.

AZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin