24. Bölüm

789 194 14
                                    


"Nihayet. İyisin değil mi?"

"İyiyim. İzleyebiliyor musunuz? O kadar basit bir kalemin içinde öyle bir şey beklemedikleri için bakmadılar bile."

"Evet, izliyoruz. Kamera kaydını engelleyemiyorlar. Telefonları aldıkları için başka kayıt yöntemi düşünmemiş olabilirler. O kadar aramaya kimsenin niyetlenmeyeceğini sanmışlardır. Ben bile inanamadım. Teknolojinin geldiği nokta. Bırak şimdi kalemi, sen nasılsın?"

"İyiyim. Ayağımı burkmuş gibi yaptım. Yine orada çalışmak için numara yaptım yani."

"Burkmadın yani? Kadınlar bu numarayı ne kolay yutturuyor biz erkeklere. Sizden korkulur."

"Basit oyun elbette ama istesem yapamam, ayakkabının topuğu kırıldı. Fazla inandırıcı oldu."

"Bileğine bir şey olmadığından emin misin?"

"Eminim. Biliyorsun depoda durdu bu ayakkabıların çoğu. Durdukları yerde eskimişler. Bazılarının derisi sertleşmiş, kimisi pul pul olmuş. Bunun da topuğu dayanamadı."

"Anladım. Düğünde çok eğleniyordun."

"Sen de çok yakışıklıydın."

"Bu senin eğlendiğin gerçeğini değiştirmiyor."

"Eğlendim gerçekten. Eskiden tanıdığım birileri ile vakit geçirmek hoşuma gitti. Tabii tavır takınmayanlar bu kapsama girdi. Çoğu yüzüme bile bakmadı ama hiç umurumda olmadılar. Gerçi sen gidince rahatladım. Yakalanmaktan korktum."

"Ben de. Onun sana yakın olması tahammül edilir gibi değil."

"Et. Ben nasıl tahammül ediyorsam sen de et. Bence sona yaklaşıyoruz. Bu arada bir isim daha var ama soy adı yok. Şinasi. Bu adam öğrencilere burs veriyormuş. Burs mu başka bir şeyin parası mı anlamadım. Zam yaptı. Nuri... muhasebecisi, Şinasi diye birinin adını özel sordu. Tuhaf olan buydu.

"Banka hesapları için izin çıkartmam lazım. O da şimdinin işi değil. Sonra bakarız."

"Kayıttan da belki bir şeyler çıkar. Arkamdan itiraf etti mi? Beni hapse attırdığını yani? O konuşma sinirlerini bozdu onun."

"Çok sinirliydi. Masasının üstünden bir şeyi alıp yere attı ama kırılacak bir şey değildi. Adamın siniri bile denetim altında. Senin onun itirafına ihtiyacın kalmayacak, merak etme. Yeter artık ondan konuştuğumuz. Yarın ne yapıyorsun?"

"Evdeyim. Biraz temizlik yaparım, sonra da uzatır ayağımı dinlenirim."

"Yorma kendini."

"Yormam. Sen ne yapacaksın?"

"Temizlik yapmayacağım. Dinlenmeyi düşünüyorum."

"Beni takip ediyorlar mı?"

"Benimkiler evet, Teoman'ınkiler hayır. Biz bile fark etmiyorsak ya gerçekten hepsini çekti ya da çok sağlam ekip buldu."

"Bu gece gelebilir misin?"

"Emin misin?"

"Çok özledim. Hem yarın temizlik yaparken yardım edersin."

"Ben gelirsem temizlik falan yapamazsın."

"Ben de bunu umuyordum. Sanki çok meraklıyım temizliğe."

"Bir saate kadar orada olurum."

"Bekliyorum."

Azra, telefonu kapattıktan sonra üstünü değiştirmeye gitti. İlk işi Çınar'ı aramak olmuştu. Daha sonra evi iyice ısıttı, yemek hazırladı. Tüm perdeleri kapattı. Bir saat sonra kapı hafifçe tıklatıldığında gelenin o olduğunu biliyordu. Ayrı kalma sürelerinin uzamasını nasıl sağlayacaklarını bilmedikleri ortadaydı. Ayrıca Teoman'ın bugün onunla daha fazla ilgilenmeyeceğini tahmin ediyordu. Hem şu ara peşinde kimsenin gözükmüyor olmasını da değerlendirmeliydi.

AZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin