"Onlar Kurguydu"

1.6K 254 265
                                    

Selaaam benim acı biber soslu yumurtalarım ve haylaz tembel telefon bağımlısı veletlerim- (kırıcı olmuyordur inşallah)

Naber?

İyi okumalar dilerim

Bir de vote/ yorum kasın en azından 300 ü geçsin rica ediyorum. Kaç gündür art arda atıyorum ben de deli gibi.

***

Taehyung teraslarında yine oturmuş ve gecenin ışıklarını izliyordu. Geceyi seviyordu, ona göre de, gece de onu seviyordu. Bir güneş gibi parlasa da o geceden yanaydı. Yıldızlar, eşinin ona baktığında parlayan gözleri gibiydi.

İlk korkusuz adımlarını gece atmıştı, bu küçük şehri gece tanımıştı, eşini gece tanımıştı, bebeklerine gece kavuşmuştu. Tüm bu hayalleri gece kurmuştu.

Geldiği ilk zaman yine aklına doluştu. O ışıl ışıl sokaklar... çekinmişti değil mi? Her yeri gözetleyen dronlardan korkmuştu. Dev ekranlara şaşkınlıkla bakmıştı. Jungkook ona elini uzatmıştı. Yaşadığı o ikilem hala dün gibi aklındaydı.

"Zaman ne de hızlı akıyor..."

Yalnız kaldığı, kendi ile baş başa kaldığı anlardan bir tanesiydi. Bu hikayede bir eksik vardı. Mesela minik omeganın hiç geride kalan günlerini yad etmemiştik. Bu duvara gelmeden önce o nasıl biriydi? Hiç düşün müydük? Omega bile unutmuştu. Sanki Jungkook ile tanıştığında tüm eski hayatı bir anda silinip gitmişti.

Gözlerini kapattı ve köyü diye benimsediği o yalnız hayata geri dönmeye çalıştı. Ninesinin çektiği sınırları hatırladı, oradan ileri gidemezdi. İstese giderdi de o sözünden çıkmamayı tercih etmişti her defasında. Yedi yaşında uzun otların arasında kayboluşu geldi aklına. Küçük bir köpeği vardı mesela, o kurtarmıştı onu. Geçti zaman, o da büyüdü ve yaşlandı. Terk etti onu.

Ninesinin yaptığı çorbalar geldi aklına. Şimdi o tarifleri eşi ve çocukları için yapıyordu. Bayılırdı o çorbalarda, yine de asla onun gibi değildi hiçbir yemeği. Tadı sanki damağına gelmişti. Hatta kokusu da dahil, burnunda tüttü hepsi. Yaşlı kadının buruşmuş yüzün siması geldi gözünün önüne ve gözlerini açtı.

"Umarım gittiğin yerde mutlusundur..."

O bu derin düşüncelere dalarken eşi dışardan nihayetinde gelebilmişti. Anahtar sesini hassas kulakları duymuştu bile ve bu yüzden daldığı hayallerden çıkabilmişti omega. Jungkook elindeki anahtarları ve telefonu bir kenara atmış ve direkt eşinin yanına yol almıştı. Kokusunu takip ettiğinde evin içinde bulması hiç de zor olmuyordu.

"Küçücüğüm, her şeyim! Ne yapıyorsun?"

Taehyung duydukları ile arkaya bakmış ve Jungkook'un aniden kendisine hücum eden dudaklarıyla öpücüğüne karşılık vermişti. Sonra o da bir koltuk çekmiş ve arkasına yaslanıp derin bir nefes vermişti. Ayak bileğini diğer bacağının dizine yaslamış ve rahat bir pozisyon almıştı.

Üzerinde siyah gömlek, siyah kravat ve yine siyah bol bir kumaş pantolon vardı. Ayakkabıları parıl parıldı ve saçlarını kesmişti bugün. Taehyung bu saçları ilk defa bu kadar kısa görüyordu, şaşırmıştı. Bir de gözlük takmıştı. Sıkı çalışmış olmalıydı.

"Baya iyi görünüyorsun."

Jungkook ona göz kırpmış ve çapkın bir ifade ile gülümsemişti. "Değişiklik iyidir."

"Ne giyersen gidiyor zaten hoşuma."

"Sen de benim çok hoşuma gidiyorsun yavrum. Bebekler uyudu mu?"

1 OMEGA ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin