"Asıl Kötü Karakter Senmişsin Gibi."

12K 1.2K 1.5K
                                    

Grammy'den sonra aklımda sadece taşaklı Tae senaryoları dönüyor arkadaşlar o yüzden şu bölümün başlarında biraz hayal gücüm ile savaştım... ama hallettimm.

Bölümleri kendini yorumlarda belli eden okuyucularıma adıyorum, şaşırmayın o yüzden.

+400 yorumu ve 300 vote görme duası muzlu pankeklerim hadiii.

***

Namjoon ise ilgili bir abi edasında konuştu. "Canın bir şey istediyse benden isteyebilirsin omega, Efendi Jeon'u buralara getirmene gerek yok. Biliyorsun, fazla meşgul biri."

Omega tam cevap verecekti ki arkadan gelen bir kırılma sesi ile mutfaktaki herkes ürktü çünkü Jungkook büyük ihtimalle sinirinden kudurmuş ve omeganın kilitlemeyi unuttuğu kapıyı... kırmıştı.

10/10 kas gücüne sahip bir thita için bir kapı kırmak onun için yorucu bir eylem veya zor bir şey değildi. Özellikle kendisine sonradan kazandırdığı ekstra güçler, onu daha yıkılmaz kılarken bazı kurtları kesinlikle korkutuyordu. Herkes yaptığı işi bir kenara bırakırken Namjoon bir delta olarak herkesin önüne geçmiş ve ne olduğuna bakmak için adımlamıştı ancak mutfak kapısının girişinde burun burun geldiği efendisi ile susmak zorunda kalmıştı.

O sırada kalan diğer sucukları dolaba yerleştirmeyi kesen omega gözlerini kırpıştırdı ve kapıda Jungkook'un sinirle bakan gözlerini gördüğünde açık buzdolabı kapağını bir saklanma aracı olarak görerek ürkek bir ceylan gibi titreyerek yavaşça dizlerini kırıp aşağı doğru saklandı. Artık buzdolabının kapağı sayesinde Jungkook'un görüş açısından çıkmıştı ama sorun değildi, Jungkook onu çoktan orada görmüştü. Ondan rahatça korkmayı kendine hak gördü çünkü az önce koca, sağlam bir kapıyı kırıp içeri girmişti.

"Efendim, ne oluyor?"

O sırada cevap vermeye gerek bile duymadan adım adım eşine yaklaşan adam omeganın içinde hafifçe doğan korkusunu hissedebiliyordu. Ortam garipti ve tüm gözler Jungkook'un üzerindeydi.

Jimin yine deli cesareti ile bir atak yapıp küfürler edecekti ki Vernon onun bir anda ağzını kapattı. Adamın arkadaşına yaklaşması sinirini bozmuştu.

"Sen sus, sen sakın konuşma." diye fısıldadı Vernon, Jimin'in kulağına. Tek niyeti geçen sefer ki gibi efendisini kızdırmayıp, zarar görmemesini sağlamaktı. Bu onların ilişkisi olsa da ve efendisi bazı yanlış kararlar alsa da, duvarın içi tamamen onun yönetimi altındaydı ve eğer ki Jungkook onu öldürmeyi kalksa kimse ona bunun hesabını soramaz, kimse yargılayamaz, en azından hukuken bir üstünlüğü olamazdı. Ancak Jimin gerçekten bunları umursamıyordu ve Vernon bunun farkındaydı, onun iyiliği için onu susturmak istiyordu.

"Yaşadıklarını hatırla ve sadece sus lütfen. Efendinin sağı solu belli olmaz."

Jimin duydukları ile derin nefes alırken yumruklarını sıktı. O sırada onları duyan Jungkook yan gözle kırmızılaşan gözleri ile o ikisine baktı. İşin garibi göz çevresindeki damarlar bir an belirginleşip sonra eski haline dönmüştü. Bu bakış neyin nesiydi?

Jungkook kısa sürede onlardan vazgeçti, birkaç adım daha attı ve buzdolabı kapağının ardından eğilerek saklanan omegaya yukarıdan baktı. Kollarını dolaba yasladı ve delici bakışlarını eşine döndürdü. "Sen beni kesinlikle çıldırtmak istiyorsun."

Omega ise yere eğdiği bakışlarını yukarı çevirdi. Efendinin bakışlarını önceden de hissediyordu, yine de ona baktığını gözleri ile görmek korkutucuydu. Küllü sarı saçları gözlerine girince başını hafifçe iki yana salladı ve gözlerini onlardan kurtardı. Ardından ürkek bir halde konuştu. "Bu yaptığın hiç hoş değildi."

1 OMEGA ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin