"Düşünemediğim Her Şeyi" F1.

1.1K 173 348
                                    

Merhaba. Yetmiyordu ve ben de Finalleri bölmeye karar verdim. Kaç final olur bilmiyorum. İki ya da 3 tane olacak ve bir de bonus bölüm yazacağım.

Yanlış şeyler yazabilirim lütfen affedin sonra geri dönüp düzelteceğim vallahi

Final part bu yüzden yorumlarınızı eksik etmeyin olur mu?

iyi okumalar, iyi geceler

***

Efendi Jeon|

Daha önce hiç gerek duymamıştım.

Daha önce hiç duvarın üzerine çıkmaya gerek duymamıştım.

Yerden metrelerce yüksekteydim ve şimdi dünya buradan daha farklı gözüküyordu. Rüzgar esiyordu, her zaman giydiğim beyaz doktor gömleğim uçuşuyordu. Gözümde gözlüğüm vardı ve ellerim yumruk halini almıştı.

Derin bir nefes alıyor ve gözlerimi kapatıp sessiz dünyayı dinliyordum. Aslında ses vardı ama uzaktaydı, sesler yabancıydı ve o sesler evim gibi hissettirmiyordu. Onları evimize katmıyorduk, onların evine davetsizce girmeyi planlıyorduk.

İleride halim ne olurdu bilmiyordum ama tarih kitaplarında adımın geçmesini istiyordum. Omegaların tarihte artık tek bir kişiden çoğaldığını bilip eşime saygı göstermesini istiyordum. Gerçi o da benim soyum olurdu da neyse. Çocuklarımın ileride güçlerini fark edip iyi amaçlar için kullanmasını istiyordum.

Arkadaşlarım huzurla uyusun, evimde ailemle sıcak odamızda oyun oynamak istiyordum.

İntikamım alınsın istiyordum.

İnsanlar nasıl yaşıyordu her zaman garip gelmişti bana. Herhangi bir güçleri yoktu, tek gayeleri okuyup çalışmak ve para kazanmaktı. Kokuları yoktu, mühürleri bir çeşit ıslak imzadan ibaretti, dünyayı, evreni, kendilerini derinlemesine araştırmalarına rağmen hala bunları kullanacak güçleri yoktu. Örneğin onlar bir insanı bir günde büyütemezlerdi ama ben yapmıştım. Büyü yoktu, somut bir halde yoktu. İsteklerde bulunurlardı Tanrı'dan ve sonra bunun kabul olmasını beklerlerdi.

Gerçekten saçma mıydı yoksa ben her şeyi çalışarak elde ettiğim için mi saçma geliyordu? Ne kadar farklı dünyadan olduğumuzu bir kere daha fark ettim.

Biz farklı gezegenlerde, hatta farklı galaksilerde doğmalıydık ama işte bir şekilde aynı dünyayı paylaşıyorduk. Anlaşamamıştık, o halde birbirimize ayak uydurmak zorundaydık. Bunu da yapamamıştık, şimdi bu doğru seçenek gibi gözüküyordu. Bizim gibi olurlarsa kimse sıkıntı çekemezdi.

Toplumumu hep ahlaksızlıktan, cahillikten ve ataerkillikten kurtarmaya çalışmıştım en azından efendi olduğum süreç boyunca ama belli ki geçtiğini sansam da geçmiyordu bu şekilde kaldığımız süreç boyunca.

"Ne düşünüyorsun?"

Yanımdaki Seokjin konuşmuştu. Elleri cebindeydi ve beni gibi manzarayı izliyordu. O da derin düşünceler içerisindeydi ve ben de onun neler düşündüğünü merak ediyordum. Biz iki ayrı dünyanın insanıydık cidden.

"Düşünebileceğim her şeyi..."

Gülümsemişti hafifçe. Ben de ona aynı soruyu sordum. "Ya sen?"

"Düşünmediğim her şeyi..."

Ben de sırıtmıştım, onunla hiç düzgünce oturup konuşmamıştım. "Ne mesela?"

Önce başını yere doğru eğdi, bu kısa sürdü. Sonra gözlerini yeniden ufuğa doğru çevirdi. "Küçükken... çok meraklıydım. Annemin uyarılarına rağmen babamın çok önemli ve gizli olan işlerini takip ederdim. Bir gün farklı bir şey gördüm. Henüz savaş daha olmadan önce babamın bir çocuğu kaçırıp laboratuvar faresi gibi kullandığını hatırlıyorum. Kız benimle aynı yaştaydı. Mavi gözleri her zaman hatırımda kaldı, çok şaşırmıştım. Koreli insanlarda genelde mavi göz olmaz. Hayatımda ilk defa o kızda görmüştüm. Çok etkilenmiştim. Siyah beline kadar düz saçları ve mavi gözleri, bembeyaz teni, fındık gibi burnu vardı. Kaşları da neredeyse hiç yoktu, değişik ama güzel bir çocuktu. Neredeyse üç ay boyunca bizimleydi."

1 OMEGA ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin